Kripto Paralar, Türk İktisat ve Hukuk Sistemindeki Yeri
A. GİRİŞ
Yaklaşık 130 sene önce marjinal kabul edilen bir güruh yeryüzünde konuşulan dillerin çoklu olmasından doğan sıkıntıları gidermek amacıyla Esperanto adında yapay bir dil geliştirdiler. Teoride orijinal bir amaca hizmet eden bu dilin, pratikte ise antropoloji ve etimoloji dikkate alındığı takdirde tüm Dünya üzerinde uygulanabilir kılınması yönündeki imkânsızlıklar sebebiyle; küçük çaplı bir sosyal deneyin ötesine gidemeyen bu radikal çalışmanın ardı sıra; “Bireyin sosyo-kültürel unsurlarının başını çeken unsurları haricinde bir meseleyi o rtaklaştırma üzerine olsaydı, sonuç alınabilir miydi?” sorusunun yanıtı ise 2009’dan bu yana günümüzde verilmeye devam ediyor.
Ne bir hükümete ne de herhangi bir kuruma bağımlı olarak ortaya çıkan ve gelişen Bitcoin ve muadili kripto-para sistemleri ekonomik düzenin miladı olarak kabul edilmenin eşiğindeyken; bu sistemlerin Türk hukuk düzenindeki yeri hakkında soru işaretleri, ülkedeki kullanıcılar arasında büyük soru işaretlerine gebe oluyor. Söz konusu yazı dizisinde de; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun konuya ilişkin Basın Açıklaması, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yapılan araştırmalar, yabancı ülkeler hukukundaki statüleri ve emsal kararları irdelenerek soru işaretleri giderilme üzerine yapılacak bu incelemede,
i. Kripto para kavramı,
ii. İktisadi sistemdeki güvenilirliği ve
iii. hukuk düzenindeki yerine ilişkin yazı dizisinin hazırlanması amaçlanmaktadır.
B. KRİPTO PARA VE BİTCOİN KAVRAMI
Her devletin ekonomisinin değeri para biriminin kıymetinden, her para biriminin kıymeti ise ilgili para birimini kullanan devletin sosyal, mali, siyasi ve benzeri konjonktüründeki stabilite ve dalgalanmalardan ileri gelmektedir. Birbirlerine kaçınılmaz seviyede bağlı bu üçlü sistemde; para biriminin değerini tercih edilme düzeyi değil, tercih edilme düzeyini birbirlerine nedensellikle bağlı bu üçlü zincir belirlemektedir.
Yeni düzen ve küreselleşmenin etkisiyle bu zorunluluk ve kaçınılmazlığın önüne geçebilmek adına alternatif yollar aranmış; tüm harici etmenlerden uzak ve bağımsız şekilde, basit bir deyişle, tercih edilme düzeyinin para biriminin değerini belirlediği yol arayışları içine girilmiş ve nihayetinde herhangi bir sisteme, düzene, devlete veya hükümete tabiiyeti olmaksızın; yöneticisinin yahut yönelticisinin bulunmadığı bir değer arayışında nihai çare olarak kripto-para kavramı yaratılmıştır. İktisadi ve hukuki değerlendirmeler esnasında sistemin avantaj ve olası dezavantajları üzerinde yeterince durulacak olan bu kavramın benzeri terimlerle karşılaştırılmasının, incelemenin sıhhati açısından olumlu etkisi olacağı açıktır.
B.1 Kripto Para – Sanal Para Ayrımı
Ülkemizde popülaritesini günden güne artıran kripto-para kavramının evrensel literatüre girişi de 21. Yüzyıl’ın ilk yıllarına dayanmaktadır. Bitcoin ile başlayıp Ethereum, Litecoin gibi birtakım türlerle gelişen ve devam eden bu sektörün muhtevası gereği en çok “Sanal para” kavramıyla kıyaslanması ve bu iki alan arasındaki farklılıkların üzerinde durulması icap etmektedir:
Sanal para kavramı da Kripto paralar gibi fiziksel gerçekliği bulunmayan ancak belirli zümre ve gruplar arasında para yerine geçebilen, takas aracı olarak kullanılabilen değişim medyasıdır.
Bu tanım çerçevesinde sanal para kavramının inceleme konumuz kripto-para kavramıyla ayrılan en önemli noktası; bağımlılık meselesidir. Sanal paralar, belli bir devletin benimsediği para biriminin gölgesinde ve kontrolünde hareket etmekle birlikte bu bağımlılık; ülkelerin mali, sosyal ve muadili stabilitelerinden sanal paranın da etkilenmesine sebebiyet vermektedir. Ancak ne var ki kripto-paralar, yukarıda da izahı amaçlandığı üzere, herhangi bir para birimine ve haliyle ülkeye tabi olmaması sebebiyle, herhangi bir ülkenin mali, sosyal, politik gelgitlerinden de etkilenmemektedir.
Nitekim üzerinde durulmasında herhangi bir önem olmasa dahi Sanal paraların, belli bir grup (Bahis Siteleri, Oyun siteleri vs.) tarafından kullanılabilir olması ile sınırlılığı da küresel düzeyde kullanım imkanı olan kripto paralardan lokalizasyon bakımından farklılıklara haiz olduğunu ortaya koymaktadır.
B.2 Kripto Paraların Çalışma Prensibi
Kullanıcıların ayrımda zorlandığı bu iki kavramın pratikteki farklılıkları üzerinde durduktan sonra, kripto-para kavramının işleme prensibi ve hedeflerine eğilmenin, ileride ele alacağımız iktisadi yönünün incelenmesi açısından, önem arz edeceği ortadadır.
Şifreli olarak güvenli işlem yapmaya, sanal para arzına olanak sağlayan dijital değerlere kripto-para denir. [1]Yukarıda da belirtildiği üzere hiçbir merkezi otoriteye bağlı olmayan ve bu sebeple herhangi bir para birimine de bağlı olmayan kripto-paralar, kendiliğinden para birimidir.
Her birimin Sui Generis bir sistem mantalitesinin olduğu dikkate alınarak, kripto-paraların günümüzde en çok kullanılan hali olan Bitcoin medyası üzerinde durmanın incelemenin amacına hizmet edeceği kanaatiyle; herhangi bir şirket ya da topluluğa bağlı olmayan bu sistemde tüm para akışları BlockChain denilen veri girdileri tabanı üzerinden bloklara kaydedilir. Bu usul, sistemin ana kumanda merkezi olmaksızın, sistemin arzını yapacağı bitcoinleri çıkarmak isteyen gönüllü kullanıcıların(madenci) dağınık şekilde bulunan bilgisayarlarının işlemci güçlerini kullanmaktadır. Herhangi bir hükümet, topluluk ya da şirket tarafından üretilmeyen yahut ihraç edilmeyen bu birimlerin üretim ve dağıtım prensibi, kuruluşu ile birlikte belirlenen sistematik algoritma ile belli olmaktadır. Örnekle belirtmek gerekirse; 2140 yılı itibariyle Bitcoin arzı 21.000.000 bitcoin ile sınırlı kalacağı, bitcoin sisteminin kurulduğu andan itibaren bellidir. Söz konusu sistemin aslında yalnızca matematiksel bir algoritmadan ibaret olması da bu arzın öngörülenden fazla yapılmasını ve ihracını imkânsız kılmaktadır.
B.3 Kripto-paraların Güvenilirliği
a) BlockChain Sistemi
Bitcoin arzının nasıl ve kimlere yapıldığı yönündeki ayrıntılı teknik incelemeler üzerinde durmak yerine, toplumun hatırı sayılır kesimini ilgilendiren kripto-paraların yatırım aracı olarak kullanılabilme işlevine yönelmenin işbu incelemeyi çok daha amacına uygun kılabileceği gibi; aktif ve/veya potansiyel kullanıcılarının akıllarındaki soru işaretlerinin başını da kripto-paraların güvenilirliği konusu çekiyor. Bu sebeple, kripto-para sistemlerinin iktisadi güvenilirliği üzerine serinin ilerleyen bölümlerinde değinmek üzere, bu bölümde Kripto-para birimlerinin kurulu oldukları sistemlerin sanal hırsızlık, veritabanı dengesizliği gibi siber problemlere ilişkin güvenilirliği ve stabilliği üzerine durulmasında fayda görülmektedir.
Kripto-para sistemlerinde para arzı ve akışlarının kaydedildiği blok-kayıt(BlockChain vs.) sistemlerinde tüm veriler, üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmasını veya kayıtların çeşitli yollarla manipule edilmesini engeller bir şekilde kaydedilmektedir. Her kullanıcı, sanal cüzdan uygulamaları neticesinde sahip oldukları dijital imzalar ile bu paraların transferini gerçekleştirebilmektedirler. Bu dijital imzaların fiziki tezahürü de her kullanıcıya ait gizli anahtarlardır. Gizli anahtarlar her kullanıcıya özel olarak düzenlenen; QR kodu, kod, sayı dizini ya da kullanıcısına ait bir cümle olabilmektedir.
Siber suçların başlıca işlenme yolu olan merkez bilgisayara illegal yollarla erişerek bilgilerin çalınması yoluna gidilmesi de birden fazla, dağınık ve değişken merkezli kripto-para sistemlerinde mümkün değildir. [2] Zira, birden fazla merkezli bu sistemlerde, merkezlerden birinin siber saldırıya maruz kalarak sistemin veritabanı kayıtlarında hileyle yönlendirme yapılması halinde dahi, her merkezde blok-kayıt sisteminin ayrı ayrı işlemesi nedeniyle, doğrulamanın kolaylıkla yapılıp ilgili manipülasyonun giderilebileceği sahihtir. Nitekim bu sistemin siber güvenilirliği hakkındaki soru işaretlerini gidermeye yardımcı olacağı inancıyla; Pentagon ve Amerika Birleşik Devletleri ordusunun kendilerine yapılan siber saldırıları önlemek; siber uçak ve uydu kaçırmaları önlemek amacıyla kripto-paraların teknolojik güvenlik altyapısını kullanma üzerine çalışmalar yaptığı yönünde çeşitli iddialar mevcuttur.
b) Sanal Cüzdanlar
Blockchain ve benzeri kayıtlama sistemlerinin güvenilirliğinin yanı sıra şahsi dijital cüzdanların güvenliği ve siber saldırılara karşı alınabilecek önlemler üzerinde de durmanın faydası olacağı düşüncesindeyiz.
Sanal cüzdan hesapları, anonim olarak kullanılabilen bir banka hesabı gibi kripto-paraların depolanabildiği ve bu paralara yukarıda da anıldığı üzere yalnızca gizli anahtar ile erişiminin mümkün olduğu, rakam ve harflerden oluşan karışık bir seridir. Kullanıcılar arasında en büyük handikaplardan biri de piyasada bu denli zararlı, viral yazılım ve malware adı verilen programların mevcudiyetinde sanal cüzdanların güvenlik yönünden akıbetlerinin ne aşamada olacağı yönündedir.
Her ne kadar çeşitli şifreleme yöntemleri olsa da kendisini tüm siber saldırılardan tam anlamıyla koruyamayacak sanal cüzdanların güvenliğinin sağlanması adına birtakım alternatifler mevcuttur:
Siber saldırıların neredeyse tamamına yakınının çevrimiçi dediğimiz, internet erişiminin olduğu, alanlarda gerçekleşmesi nedeniyle kimi donanım üreticilerinin kripto-para güvenliği için ürettiği “Cold Storage Devices ” olarak anılan, çevrimdışı depolama donanımlarında sanal cüzdan hesaplarının saklanabilmesi mümkündür. Bu ihtimalde, istenmeyen harici erişimlerin önüne geçilerek sanal cüzdan ve kripto-paraların güvenliğini önemli ölçüde sağlanabilmektedir.
C. SONUÇ
Sonuç itibariyle Kripto-Paralar teoride ve pratikte manipüle edilmesi pek de mümkün olmayan bir sanal zincir üzerine kurulmuş bir sistem olmakla beraber; kullanıcılarının kendi kişisel hesap güvenliklerini sağlamaları adına ihtiyatlı davranarak potansiyel tehlikelerin önüne geçmesi mümkündür.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] Sermaye Piyasası Kurulu Araştırma Dairesi, Kripto-Para Bitcoin, Dr. Abdurrahman ÇARKACIOĞLU, Aralık 2016
[2] http://www.businessinsider.com/secure-cryptocurrency-blockchain-technology-2017-10