Mirasın Paylaşılması Hakkında Bilgi Bülteni
- Giriş
Hukukumuzda mirasın paylaşılması usulü gerek dar gerekse de geniş anlamda paylaşmayı kapsayacak şekilde hüküm altına alınmıştır. Paylaşmanın amacı, tereke içindeki ve ortaklaşa sahip olunan değerlerin mirasçılar arasında bölüştürülmesidir.[1]
Miras malları, zümre sistemi kapsamında murisin yakınlarına, vasiyetnameye ile belirtilen şahıslara veyahut da başkaca bir ölüme bağlı tasarruf ile miras hakkına sahip olan kişiler arasında paylaştırılır.
İşbu bültenimizde bu paylaşımın nasıl yapılacağına ilişkin bilgilere yer verilecektir.
- Mirasın Anlaşma Yoluyla Paylaşılması
Mirasın paylaştırılmasının temel yolu, tüm mirasçıların bir araya gelerek terekede bulunan tüm malları taksim sözleşmesi ile paylaşmasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) uyarınca, tüm mirasçılar, miras paylarının aralarında fiilen alınmasını ya da sözleşme ile dağıtılmasını kararlaştırabilirler.[2] Diğer bir ifadeyle, mirasçılar terekeyi ya elden dağıtarak ya da paylaşma sözleşmesi yaparak bölüşebilirler.
Elden paylaşım yapılabilmesi için öncelikle tüm mirasçıların katılımı ve oybirliğiyle anlaşması gereklidir. Anlaşmanın ardından, taşınır mallar için mülkiyetin devri amacıyla zilyetlik aktarımı, taşınmaz mallar için tescil işlemleri ve alacaklar için de devir sözleşmesi yapılması gerekir.
Elden paylaşımın mümkün olmadığı (örneğin oybirliği sağlanamadığı) takdirde, tüm mirasçılar kendilerini bağlayacak yazılı bir paylaşım sözleşmesi akdetmelidirler.[3] Mirasçılar böylesine bir sözleşmeyi noter onayı olmadan kendi aralarında yapabilirler. Bütün mirasçıların katılmadığı taksim sözleşmeleri Yargıtay içtihatları uyarınca geçersiz sayılmaktadır[4].
Mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olan taşınmazlara ilişkin taksim sözleşmesi ise resmi şekilde yapılmak zorundadır. Çünkü bu taşınmazlar murisin terekesinden çıktığından dolayı elbirliği mülkiyetine tabi değildir.[5] Öte yandan paylaşım sözleşmesi kapsamında anlaşılan malvarlıkları otomatik olarak taraflara paylaşılmaz.[6] Akdedilen sözleşmeye rağmen mirasçılardan biri diğer mirasçılara teslim veya tescil işlemlerinden kaçınıyorsa, bu mirasçıya dava açılabilir.
- Mirasın Dava Yoluyla Paylaşılması
Mirasçıların paylaşım konusunda anlaşamaması durumunda, herhangi bir mirasçı dava açarak paylaşımın mahkeme tarafından yapılmasını talep edebilir. Uygulamada bu dava "ortaklığın giderilmesi davası" olarak anılmakla birlikte, aslında miras taksim davasıdır[7].
Belirtmek gerekir ki, mirasın paylaşım davasında görevli ve yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesi olup dava zamanaşımına tabii değildir. Mirasçılar tarafından miras ortaklığı devam ettiği sürece yani miras paylaşımı yapılmadığı sürece yapılabilir.
v Aynen Taksim Yoluyla Paylaşım
Mirasçılardan biri veya birkaçı mirasın mahkeme tarafından taksimini(paylaştırılmasını) talep ederse, öncelikle mahkeme tarafından terekenin taksim edilmesinin mümkün olup olmadığı değerlendirilir. Eğer mümkünse, hâkim, terekeyi ve içinde bulunan malları göz önünde bulundurarak, varsa her bir taşınmazı mirasçılara dağıtarak taksimi gerçekleştirir. Bu şekilde her mirasçı en az bir mal alır.
Belirtmek gerekir ki, mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark olması çok doğaldır. Bu kapsamda mirasçılar arasında oluşan bu farkın denkleştirilmesi için borçlanmaları yoluna başvurulmaktadır. Ancak, bazı durumlarda aynen taksim yolu mümkün olmayabilir; yani miras mallarının bölüşümü ve dengeleme yapılamayabilir. Bu durumda, taksimin satış yoluyla gerçekleştirilmesi gerekecektir.
v Satış Yoluyla Paylaşım
Yukarıda belirtildiği üzere, aynen taksim yolunun mümkün olmadığı durumlarda, miras mallarının bölüşümü satış yoluyla sağlanmaktadır. Bu amaçla miras mallarının değeri, keşif, bilirkişi raporu ve uzman görüşleri gibi delillerle belirlenir ve mallar açık artırma yöntemiyle satışa sunulur. Açık artırmada en yüksek teklifi veren kişi malı satın alır ve elde edilen satış bedeli, mirasçılar arasında miras payları oranında dağıtılır.
- Sonuç
Detaylıca belirtildiği üzere, miras paylaşılmasındaki temel yöntem tarafların oybirliği ile anlaşması veyahut da tüm mirasçıların katılımı ile “miras taksim sözleşmesi” akdedilmesidir. İşbu anlaşmanın sağlanamaması halinde ise taraflardan biri veyahut da tamamı mahkemeye başvurup ilgili paylaşımın yapılmasını talep edebileceklerdir.
Unutulmamalıdır ki, mahkeme yoluyla taksimin yapılacağı hallerde tarafların hak kayıplarını engellemek için avukatlara başvurmaları ve işbu yargılamada kendilerini avukat ile temsil ettirmeleri büyük önem arz etmektedir.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] INAN, Ali Naim/ERTAŞ, Şeref/ALBAŞ, Hakan: Miras Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara 2019, s.567
[2] 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.476
[3] DURAL/ÖZ, s.477.
[4] Yargıtay 14 H.D., 2016/18173 E, 2020/5458 K, 28.09.2020 T.
[5] Yargıtay 8 H.D., 2017/15589 E., 2019/7987 K., 24.09.2019 T.
[6] DURAL/ÖZ, s.478.
[7] Bkz: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 642