Çek ve Diğer Senetlerin Ödenmemesi Durumunda Uygulanabilecek Yaptırımlar Nelerdir?
- Giriş
Ticari hayatta yaygın olarak kullanılan kambiyo senetleri, kıymetli evrak türleri (çek, bono ve poliçe), taraflar arasında ödeme teminatı ve güven ilişkisi oluşturmaktadır. Zaman zaman işbu kıymetli evrakın vadesinde ödenmemesi halinde, borçlu açısından hem hukuki hem de bazı durumlarda cezai yaptırımlar söz konusu olabilir.
İşbu bilgi bülteninde çek ve diğer senetlerin ödenmemesi halinde uygulanacak hukuki ve cezai yaptırımlardan bazılarına yer verilecektir.
- Çekin Ödenmemesinin Hukuki ve Cezai Sonuçları Nelerdir?
Kambiyo senetlerinden olan çeki keşide eden, muhatabı olan bankaya, çekten yararlanacak kişiye, çekte belirtilmiş olan meblağı, kendisine ait olan hesaptan ödemeyi emreder. Bugünkü uygulamasında çek, bir tür tediye aracı, adeta sahibinin kendisine özgü parası niteliğindedir.[1]
Ancak bazı durumlarda çek, ibraz süresi içinde hamil tarafından muhatap bankaya ibraz edilmesine rağmen çek hesabı sahibinin hesabında çek bedelini ödemeye yetecek yeterli miktar bulunmayabilir. Bu durumda çek bedelinin karşılanamayan kısmına ilişkin muhatap banka tarafından “karşılıksızdır” işlemi yapılır.
Çek bedelinin karşılıksız çıkması ile çek hesabı sahibi birtakım hukuki ve cezai müeyyideler ile karşılaşacaktır.
- Cezai Yaptırımlar Nelerdir?
Bankaların çek bedelini ödeme yükümlülüğünün bulunabilmesi için çekin kanunda öngörülen ibraz süresinde ibraz edilmesi ve çek hesabında çek karşılığının bulunması gerekmektedir. Karşılıksız çek suçunun oluşabilmesi için öncelikle bankaya ibraz edilen senedin çek niteliğini haiz olması gerekir. Çek niteliğini haiz olmayan bir senet hakkında karşılıksız işlemi yapılamayacağından bu suç da oluşmaz. Bir senedin çek niteliğini haiz olması için taşıması gereken unsurlar 6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) hüküm altına alınmış olup[2], hükümde yer alan unsurları taşımayan bir senet çek niteliğinde değildir.[3] Keza, bu husus 5941 sayılı Çek Kanunu’nda yer almaktadır.[4]
İlaveten, çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre süresinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılığının hesapta bulundurulmaması nedeniyle hakkında karşılıksızdır işlemi yapılmış olması gerekir. Karşılıksız çek fiilin işlenmesinde kast aranmaz.[5]
Gerçek kişi olan çek hesabı sahipleri, çek düzenlemek üzere başka bir kişiyi temsilci veya vekil tayin edemezler. Bu kurala aykırı olarak temsilci veya vekil sıfatıyla düzenlenen çeklerden dolayı doğacak hukuki ve idari yaptırım sorumluluğu çek sahibine ait olacaktır. [6]
Çek bedelinin karşılıksız çıkması halinde çek hesabı sahibinin ve keşidecinin karşılaşacağı yaptırımlar Çek Kanunu’nda düzenlenmektedir.[7] Buna göre karşılıksız çek düzenleme suçunu işleyen kişiler hakkında;
- Karşılıksız çek keşide eden kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilir.
- Hamilin şikâyeti üzerine, karşılıksız kalan her bir çekle ilgili olarak, bin beş yüz güne kadar adli para cezası verilebilir.
- Adli para cezasının ödenmemesi halinde adli para cezası hapis cezasına çevrilebilir.
- Hukuki Yaptırımlar Nelerdir?
İbraza rağmen çekin ödenmemesi ve karşılıksız işlemi yapılmasının ardından çek bedelinin tahsili için kanun koyucu hamile, çeke dayalı alacağın tahsili amacıyla kendisine karşı sorumlu olanlara başvurabilme hakkını tanımıştır.[8] Bu minvalde hamil, süresinde ibraz edilmesine rağmen karşılıksız çıkan çek bedelini tahsil için tüm sorumlulara karşı başvuru hakkını kullanabilir.
Aynı imkana, bu sıfatından dolayı kendisine başvurulması üzerine çek bedelini ödeyen, keşideci dışındaki başvuru borçluları da sahiptir. Ancak çek hamilinin çekin karşılıksız kalmasından dolayı başvurma hakkını kullanabilmesi için iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Buna göre çek ibraz süresi içerisinde muhataba ödenmek üzere ibraz edilmesi, aynı zamanda çekin ödenmediğinin TTK’da öngörülen yollardan biri ile tespit edilmiş olması zorunludur.[9]
TTK gereği[10] süresinde ibraz edilmiş olmasına rağmen karşılığı bulunmayan çeklerde hamil, tüm sorumlulara karşı başvuruda bulunabilir. Başvuru borçlusu sıfatından dolayı kendisine başvurulması üzerine çek bedelini ödeyen, düzenleyen dışındaki başvuru borçluları da aynı imkâna sahiptirler.
Yine TTK’da başvurma hakkının kapsamı düzenlenmiş olup, hamilin neleri talep edebileceği dört kalem halinde sayılmıştır. Hükme göre hamil;[11]
- Çekin ödenmemiş olan bedelini,
- İbraz gününden itibaren bu tutarın faizini,
- Protestonun veya buna denk olan belirlemenin ve gönderilen ihbarnamelerin giderleri ile diğer giderleri ve
- Çek bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ücretini, isteyebilir.
Bu dört kaleme ek olarak hamil, TTK gereği çekin ödenmeyen kısmının %10’u oranında bir meblağın da ödenmesini talep edebilmektedir.[12] Ancak hamil doktrinde cezai şart veya çek tazminatı olarak öngörülen bu talebi herkese karşı değil sadece keşideciye yöneltebilir.
Bu tazminatın talep edilebilmesi için çekin ödenmemesi yeterli olup, ayrıca düzenleyenin kusuru bulunması yahut hamilin bir zarara uğramış olması aranmaz. Kusur aranmadığından ve ispat gerekmeyeceğinden bu çek tazminatı kambiyo senetlerine özgü takibe konu olabilir.
Çekin karşılıksız çıkması durumunda çeklerde hamil, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (“İİK”) çerçevesinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatarak alacağını tahsil edebilir. Bu takip yolu kambiyo senedi olduklarından çek, bono ve poliçe için geçerlidir.
- Bono Ve Poliçenin Ödenmemesinin Hukuki Ve Cezai Sonuçları Nelerdir?
- Hukuki Yaptırımlar
Poliçe bir kambiyo senedi olup, TTK’da[13] düzenlenmiştir. Poliçe için üçlü bir ilişki gerekmektedir. Bu üçlü ilişkideki süjeler düzenleyen (keşideci), lehtar ve muhataptır.
Bono da aynı poliçe gibi TTK’da düzenlenen bir başka kıymetli evrak olup, yaygın kullanımda adı “senet” olarak bilinmektedir. Bonoda poliçeden farklı olarak muhatap bulunmaz. Senedin keşidecisi ile ödeme yapacak olan kişi aynıdır. Ayrıca poliçenin üçlü ilişkisine muhatap ancak kabul ettikten sonra dâhil olurken, bononun ikili ilişkisinde bonoyu düzenleyen, esas borçlu durumundadır.
Bir senedin kambiyo senedi olması, onu birçok bakımdan özel hükümlere tabi kılar. Bunlardan biri, kambiyo senetlerinden doğan alacağın cebri icra yolu ile takibinde kendisini gösterir. Poliçe ve bono da aynı çek gibi kambiyo senetlerinden olup, ödenmedikleri takdirde alacaklı kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvurabilir.
Alacaklının icra takibini kambiyo senetlerine özgü icra takibi olarak başlatması için aranan şartlar İİK’ya göre aşağıdaki gibidir:[14]
- Alacağın kambiyo senedine dayanması gerekir.
- Önce rehne başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır.
- Yetkili icra dairesine yapılan takip talebi İİK 58/II’deki kayıtları içermelidir.
- Kambiyo senedinin aslının ve borçlu adedi kadar onaylı örneğinin takip talebine eklenmesi zorunludur.
- Borçlu iflasa tabi kişilerden ise, takip talebinde, hangi takip yolunun seçildiği belirtilmelidir.
- Kambiyo senedinin vadesi gelmiş olmalıdır.
- Alacaklının takip hakkının bulunması ve borçlunun kambiyo senedi uyarınca sorumlu olması gerekir.
Yukarıda yer alan şartları sağlayan bono ve poliçenin ödenmemesi durumunda alacaklı, alacağını kambiyo senetlerine özgü takip ile tahsil edebilir. Buna ek olarak, çek de kambiyo senetlerinden olduğu için alacaklı, alacağını kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla da tahsil edebilir ve yukarıda yer alan hususlar çek için de geçerlidir. Ancak alacaklı, kambiyo senedine bağlı alacağı için mutlaka kambiyo senetlerine özgü takip yollarından birine başvurmak zorunda da değildir.
Alacaklı, borçlusu iflasa tabi kişilerden değilse, onun aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başvurmak yerine, dilerse genel haciz yolu ile takibe başvurabilir.[15] Eğer alacaklı, borçlusu iflasa tabi kişilerden ise, kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe başvurmak zorunda değildir; borçlusunu dilerse genel iflas veya genel haciz ya da kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile de takip edebilir.
- Cezai Yaptırımlar
Bono ve poliçenin ödenmemesi durumunda doğrudan ceza sorumluluğu bulunmamakla birlikte senedin sahteliği, tahrif edilmesi veya dolandırıcılık amacıyla düzenlenmesi durumunda Türk Ceza Kanunu’nun (resmî belgede sahtecilik, dolandırıcılık gibi) ilgili hükümleri devreye girebilir. Bu hallerde somut olaya göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.
- Sonuç
Çek, bono ve poliçe gibi kıymetli evrak, güvenli ticari ilişkinin temel araçlarıdır. Ancak bu evrakın ödenmemesi halinde doğabilecek hukuki ve cezai yaptırımlar, özellikle ticari itibar ve mali sorumluluk açısından önem arz eder. Bu süreçlerin doğru yönetimi için icra iflas hukuku özelinde uzman bürolardan hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] DÖNMEZER, Sulhi “Karşılıksız Çek”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt 43, sayı 1-4, 1977, s. 303.
[2] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 780. maddesi
[3] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 781. maddesi
[4] Bknz. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 2/9 maddesi
[5] DEMİR Şamil “5941 Sayılı Çek Kanunu’nda Düzenlenen İdari ve Cezai Yaptırımlar” Ankara Barosu Dergisi, 2013/1, s. 8.
[6] Bknz. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/3 maddesi
[7] Bknz. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/1 maddesi
[8] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 807. maddesi
[9] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 796. ve 808. maddeleri
[10] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 808. maddesi
[11] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 810. maddesi
[12] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 783/3 maddesi
[13] Bknz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 671 ila 775. arasındaki maddeleri
[14] Bknz. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 167. Maddesi.
[15] HELVACI Mehmet “Kambiyo Senetlerine Özgü Takip Yolları”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2013S. 2, s. 165