Tedbir Kararına Aykırılık Halinde Uygulanan Disiplin Hapsine İlişkin Bilgi Bülteni
- Giriş
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) kapsamında ihtiyati tedbir, mahkeme tarafından dava sonuçlanıncaya kadarki süreçte doğabilecek zararların önüne geçmek amacıyla davacıya sağlanan hukuki himaye anlamına gelmektedir. Amaçları bakımından eda amaçlı, teminat amaçlı ve düzenleme amaçlı olmak üzere üçe ayrılmakta olan ihtiyati tedbir kararına mahkemece hükmedilebilmesi için somut olayın aşağıdaki gibi belli başlı bazı şartları taşıması gerekmektedir:
- Meydana gelebilecek bir değişim kapsamında hakkın elde edilmesi zorlaşmalı ya da imkânsız hale gelmeli veyahut da böyle bir ihtimali olmalı,
- Ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi şartları aynı anda mevcut olmalıdır.
Bu şartların yanı sıra ihtiyati tedbir talep eden tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmekte olup tedbir talep edenin teminat göstermesi de gerekmektedir. Dava ihtiyati tedbir talep edenin lehine sonuçlandığında, işbu teminat iade edilir. Öte yandan, İhtiyati tedbir resmi bir belgeye veyahut da kesin bir delile dayanıyorsa ya da durum teminat gösterilmesini gerektirmiyorsa mahkeme tarafından teminat alınmamasına karar verilebilir.
İhtiyati tedbir kararına uyulmaması veyahut da aykırı davranılması halinde, işbu ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikâyet yoluna başvurulabilmesinin önü HMK ile düzenlenmiştir.[1]
- Şikâyet Yoluna İlişkin Hükmün Anayasa Mahkemesi Tarafından Kaldırılması ve 2019 yılı ve Öncesindeki Durum
HMK’nun ilgili 398. maddesi 2019 yılı öncesinde “İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir.” şeklinde idi. İşbu maddede ihtiyati tedbir kararına uymayan veyahut bu karara aykırı davranan kişiler hakkında bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı öngörülmektedir. Ne var ki, işbu düzenlemeye karşı muhalefet edilmesi halinde hangi kanun yoluna başvurulacağı hakkında açıklık yoktur.
Anayasa'nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. Maddesi, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesini haizdir. İşbu düzenleme kapsamında herkesin yargı mercileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkı bulunmaktadır.
Ne var ki HMK’nın 398. Maddesinin 2019 yılı ve öncesi hali bu hükme aykırılık teşkil edip tedbir kararlarına karşı muhalefet edildiği takdirde hangi mahkemeye gidileceği öngörülmemiştir. Bu doğrultuda, mahkemeler tarafından farklı kararlar verilmiştir. Bu bağlamda, disiplin hapsine karşı hangi kanun yolunun uygulanacağına dair istikrarlı bir uygulamanın bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, işbu kanun hükmünde itiraz konusu kuralda cezayı gerektiren eylemler, cezanın türü ve miktarı yönünden herhangi bir belirsizlik söz konusu olmasa da ilgili idari hapis cezasına karşı hangi kanun yoluna başvurulacağı açık değildir.
Başvurulacak kanun yolunun ilgili hüküm kapsamında açık olmamasından kaynaklı olarak Mahkemelerce, tedbire uyulmaması veyahut da tedbir kararına aykırı davranılması halinde kimi zaman 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’na göre kimi zaman ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre itiraz yoluna gidilmesine hükmolunmuştur. Bu doğrultuda disiplin hapsine karşı güven veren bir uygulama bulunmayıp belirlilik ve öngörülebilirlik ilkesine aykırılık teşkil etmekte ve ayrıca hukuki güvenlik ile hak arama özgürlüklerini zedeleyeceğinden bahisle Anayasa’nın 2. ve 36. (hak arama hürriyeti) maddelerine aykırılıktan bahisle iptal edilmiştir.[2]
- 22.07.2020 Tarihli Torba Yasa ile Tekrar Düzenlenen Şikâyet Usulü
28 Temmuz 2020 tarihli Resmî Gazete ile yürürlüğe giren 7251 sayılı ve 22.07.2020 tarihli HMK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile HMK’nun 398. maddesi tekrardan ve eski haline göre daha detaylı bir şekilde aşağıdaki gibi yeniden düzenlenmiştir:
“İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet edilmesi üzerine, altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir. Şikâyet olunana, şikâyet dilekçesi ile birlikte duruşma gün ve saatini bildiren davetiye gönderilir. Davetiyede, savunma ve delillerini duruşma gününe kadar bildirmesi ve duruşmaya gelmediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunarak karar verileceği ihtar edilir. Mahkeme duruşmaya gelen şikâyet olunana, 5271 sayılı Kanunun 147. maddesinde belirtilen haklarını hatırlatarak savunmasını alır. Mahkeme, dosyadaki delilleri değerlendirerek gerekli araştırmayı yapar. Yargılama sonunda şikâyet olunanın ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymadığı veya tedbir kararına aykırı davrandığı tespit edilirse, birinci fıkra uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılmasına; aksi takdirde şikâyetin reddine karar verilir. Taraflar, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde karara itiraz edebilir. İtirazı, o yerde hükmü veren mahkemenin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisinden sonra gelen daire; son numaralı daire için bir numaralı daire; o yerde hükmü veren mahkemenin tek dairesi bulunması hâlinde en yakın yerdeki aynı düzey ve sıfattaki mahkeme inceler. İtiraz merci, bir hafta içinde kararını verir. Merci, itirazı yerinde görürse işin esası hakkında karar verir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. Bu madde uyarınca verilen disiplin hapsi kararları kesinleşmeden infaz edilemez. Kesinleşen kararların infazı Cumhuriyet başsavcılığınca yapılır. Tedbir kararına aykırı davranışın sona ermesi veya tedbir kararının gereğinin yerine getirilmesi ya da şikâyetten vazgeçilmesi hâlinde, dava ve bütün sonuçlarıyla beraber ceza düşer. Disiplin hapsine ilişkin karar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilemez.” |
İşbu kanun hükmü açıkça “itiraz edilebilir” şeklinde düzenleme içerdiğinden 2019’da bulunan belirsizliği engellemiş ve yalnızca itiraz kanun yolunun önünü açmıştır. Bu doğrultuda mahkemelerden farklı yönde kararlar çıkması engellenmiş ve disiplin hapis cezasına karşı başvurulacak yol yalnızca itiraz kanun yolu olup bu durum netlik kazanmıştır. Bu kapsamda gerek Anayasa’nın 2. gerekse de 36. Maddesi kapsamında aykırılık ortadan kalkmıştır.
Kanun maddesi bu haliyle gerek tedbire uymama veyahut da aykırı davranma durumlarında şikâyet yolunu açıklamış gerekse de ilgili disiplin cezasının haksız olması durumunda başvurulacak kanun yolunu göstermiştir. Bu kapsamda işbu maddenin tam anlamıyla Anayasa’nın 36. Maddesindeki şartları sağladığı açıktır.
- Sonuç
Tüm bu sebeplerce, 2019 öncesinde yürürlükte olan HMK’nun 398. maddesi eksik düzenlemeye haiz olup, çıkan karara muhalefet edilmesi halinde hangi kanun yoluna gidileceği hakkında düzenleme içermemektedir. Bu kapsamda kişilerin hak arama hürriyetini engellediğinden bahisle Anayasa Mahkemesi’nin Kararı ile iptal edilmiştir.
Ne var ki, tedbir talep eden kişilerin haklarının korunması için caydırıcı bir düzenleme gerekmektedir. Bu kapsamda hakkında tedbir verilmiş kişilerin işbu tedbire uygun davranmama veyahut da aykırı davranmaları müeyyidesiz kalamayacak olup 7251 sayılı Torba Yasa ile HMK’nun 398. hükmü tekrar yürürlüğe getirilmiştir.
Yürürlükteki hüküm ile verilen disiplin cezasına karşı hangi yola gidileceği sabit olup herhangi bir belirsizlik bulunmamaktadır. Dolayısıyla 2020 yılıyla birlikte kanun hükmünün belirsiz oluşu ortadan kalkmış olup Anayasa’nın 36. Maddesine MUHALEFET teşkil etmemektedir.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu