Yeni İş Mahkemeleri Kanunu Hakkında Bilgi Bülteni
A. GİRİŞ
12.10.2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu (“Kanun”) 25 Ekim 2017 tarihli 30221 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir [1] .
Kanun ile eski 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılarak iş hukuku yargılamasında radikal yenilikler ve düzenlemeler getirilmiştir.
B. KANUN İLE GELEN BAŞLICA DEĞİŞİKLİKLER
1- Zorunlu Arabuluculuk Kurumu Kanun İle Yasal Hale Gelmiştir.
Kanun ile “arabuluculuk" hususu ilk kez dava şartı niteliği ile hukukumuza girmiştir. [2] Bu kapsamda 01.01.2018 tarihinden itibaren işçi alacakları, tazminat ve işe iade talepli uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvuru zorunludur.
Dolayısı ile işçi kıdem, ihbar gibi tazminat ve fazla mesai, yıllık izin gibi ücret; işveren de alacak ve tazminat kalemleri için dava açmadan önce arabulucuya başvuracaktır.
İşçi veya işveren arası iş ilişkisi kaynaklı hakaret, mala zarar verme gibi sebeplerden doğan tazminat talepleri konusunda da [3] dava açılmadan önce arabuluculuya başvurulacaktır.
Arabuluculuk kurumu yolu tüketildikten sonra davacı, eğer anlaşmaya varılamadıysa anlaşamadıklarına dair tutanakla birlikte dava açabilecektir. Eğer bu zorunluluğa uymazsa mahkeme davacıya tutanağın bir haftalık kesin süre içinde sunulmasını, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği bildirir. Uyarıya rağmen işçi bu şartı yerine getirmezse dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe dahi çıkarılmadan “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilecektir.
Fakat arabuluculuğa başvuru şartı, iş kazaları ve meslek hastalıklarından kaynaklanan maddi veya manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili rücu davalarında bulunmamaktadır.
2- Başvuru Usulü Düzenlenmiştir.
Başvuru, karşı tarafın [4] yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, büro kurulamayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılacaktır. Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate almayacaktır. Karşı tarafın en geç ilk toplantıda yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belge sunmak kaydı ile arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edilebilecektir.
Yetki itirazı durumunda arabulucu dosyayı derhal ilgili sulh hukuk mahkemesine iletecek ve mahkeme, yetkili büroyu kesin olarak karara bağlayacak ve dosyayı büroya iade edecektir. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu görevlendirilecek, itirazın kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren itiraz eden taraf bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilecektir.
Yapılan başvuru arabulucu tarafından görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta içinde sonuçlandırılacaktır. [5]Arabulucu, taraflara ulaşamaması, tarafların iştirak etmemesi sebebiyle görüşme yapılamaması veyahut anlaşmaya varılamaması hallerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirecek ve durumu arabuluculuk bürosuna bildirecektir.
Taraflar, arabuluculuk sonunda anlaşırsa arabuluculuk ücreti, belirtilen tarifeye göre, aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanacaktır.
3- İşe İade Hususunda Asıl İşveren-Alt İşveren Arası İrade Birliği Şartı Getirilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisi varsa arabuluculuk yolu ile anlaşmaya varılabilmesi için her iki işverenin de görüşmeye katılması ve iradelerinin aynı yönde olması gerekmektedir.
4- İşçi Sayılmayan Gazeteciler ve Gemi Adamları İşçi Sayılmıştır.
Kanun ile iş mahkemelerinin görev alanı genişletilerek gazeteciler ve gemi adamlarının taraf bulunduğu uyuşmazlıkların iş mahkemesinde görüleceği düzenlenmiştir. Yani iş mahkemeleri şu dava ve işlere bakacaktır:
- Gazeteciler,
- Gemi adamları,
- İşçiler ile işveren, işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan uyuşmazlıklar,
- SGK veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklar [6]
5- İşe İade Davaları Konusunda Bir Ay ve İki Haftalık Süreler Öngörülmüştür.
İş sözleşmesi feshedilen işçi, Mevcut Yasa’ya göre 1ay içerisinde dava açmak zorunda iken, Kanun ile 1 ay içerisinde arabulucuya başvurması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ile anlaşılamaması halinde işçi, 2 hafta içerisinde iş mahkemesinde davasını ikame edebilecektir, hatta taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilecektir. Bu hususların belirlenmediği takdirde anlaşma sağlanamamış sayılacaktır. Arabulucuya hiç başvurulmaması halinde dava usulden reddedilecek ve red kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde arabulucuya başvurulabilecektir.
6- Kanun Yollarına Başvuru Süresi, Kararın Tebliğinden İtibaren Başlayacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun kanun yollarına ilişkin hükümleri iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacak, böylece eski yasa ile yürürlükte bulunan tefhim ile sürenin başlaması hususu uygulama dışı kalacaktır.
7- İşçilik Alacakları Zaman Aşımı Süresi 5 Yıla İndirilmiştir.
Kanun ile, iş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla, hangi kanuna tabi olursa olsun; yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat, kötü niyet tazminatı ve iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat için zamanaşımı süresi beş yılolarak belirlenmiştir. [7]
Geçiş hükümleri ile yıllık izin ücreti ve tazminatlar için, kanunun yürürlüğe girmesi tarihinden önce işlemeye başlayan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam edecek, ancak zamanaşımı süresinin dolmadığı 5 yıldan uzun olması halinde, 5 yıllık sürenin geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş sayılacaktır.
8- Arabuluculuk Komisyonunun Sorumluluğu Düzenlenmiştir.
Arabuluculuk faaliyeti sırasında komisyon üyelerinin yaptıkları işler ve aldıkları kararlar sebebiyle açılacak tazminat davaları, ancak devlet aleyhine açılabilecektir.
9- Anlaşma Halinde Kararlar Tarafların İmzası İle İlam Niteliği Kazanacaktır.
Arabuluculuk faaliyeti ile anlaşılması halinde kararın icra edilebilmesi için arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden istenebileceği; taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin ise şerh aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde ise üzerinde anlaşılan konular hakkında taraflarca dava açılamayacaktır.
Kanun’daki en önemli düzenleme, işçi alacakları ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu şartının getirilmesidir. Bu hususun genel gerekçesi, yargının iş yükünün hafifletebilmesi olup; zorunlu hale getirilen arabuluculuk kurumunun bu bağlamda işlevselliği her ne kadar yadsınamayacak olsa da faaliyetin zorunlu tutulması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı biçimde güç sahibi olma konusunda farklı kulvarlarda bulunan işçi ve işveren tarafını bir masada uzlaşmaya zorlamakta olduğu kanaatindeyiz.
Bu hususun bir diğer sakıncası ise mesele yerel ölçekte değerlendirildiği zaman ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, küçük bir ilde/ilçede arabulucuların tanınırlığı ve tarafsızlığı hususunda tereddüte düşülmesi ve arabuluculuk faaliyetinin belli kişi veya zümrelere hasredilmesi ile işçinin iradesinin fesada uğrayabileceği, baskı altına alınabileceği, dolayısıyla gerçek iradesinin arabuluculuk faaliyetinde yer bulamayacağı kuvvetle ihtimal dâhilindedir.
Türkiye’nin arabuluculuk konusunda altyapısının hazır olmadığından bahisle en az 2 yıllık geçiş dönemi belirlenerek gönüllü/ihtiyari arabuluculuk müessesi getirilip faaliyet ile çözümü beklenen uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişliliği tecrübe edilebilir, başarı oranına göre arabuluculuğa başvuru zorunlu hale getirilebilirdi. Ancak gönüllü arabuluculuk olmaksızın kanun ile düzenlenen sisteme direkt geçmek gerek doktrinde gerek içtihat birliğinde gerekse de uygulamada ayrılıklarına sebep olacaktır.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] Kanun’un 3., 11. ve 12. maddeleri 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.
[2] “Kanuna, bireysel ya da toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı, tazminatı ve işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması” dava şartıdır.
[3] Alacağın mahiyetinin iş ilişkisi kaynaklı uyuşmazlık olduğu hususu göz önüne alınacaktır.
[4] Taraflar birden fazla ise bunlardan birinin
[5] Bu süre zorunlu hallerde en fazla bir hafta uzatılabilir.
[6] İdari para cezalarına itirazlar ile belirtilen uyuşmazlıklar hariç olmak üzere
[7] Eski uygulamada işçi alacakları 10 yıllık zamanaşımına tabidir.