Vefat Tazminatının Temini Hakkında Bilgi Bülteni
- Giriş
Hayat sigortası poliçesinden doğan teminat bedelinin, sigorta şirketinden tahsilinde birtakım problemler yaşanabilmektedir. Bu problemlerin başında bildirim yükümlülüğünün ihlali, tarafların kusuru gibi unsurlar gelmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nda[1] (“TTK”) düzenlenen hayat sigortası sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler ile söz konusu problemler çözümlenmeye çalışılmıştır.
İşbu bilgi bülteninde teminat bedelinin tahsili için gereken şartlar, sigorta şirketine başvurulması gereken zaman aralığı, teminat bedelinin hangi durumlarda tahsil edilemeyeceği gibi hususlardan bahsedilecektir.
- Hayat Sigortasından Doğan Ölüm Teminatı
Sigorta sözleşmeleri, her iki tarafa hak ve yükümlülükler yükleyen iy iniyet ve güven esasına dayalı olarak kurulan sözleşmelerdir. Hayat sigortası poliçesinden doğan ölüm teminatı, sigortalı konumundaki kişinin vefat etmesi halinde poliçesinde TTK’da[2] belirtilen kişilere ödenen teminattır. Uygulamada vefat tazminatı olarak bilinen ölüm teminatı, hayat sigortalarının odağında yer alan en temel güvence konumundadır. Bunun nedeni, sigortalı kişinin poliçe süresi dahilinde vefatı sonrasında geride kalan sevdiklerine ekonomik güvence sağlanabilmesidir.
Hayat Sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması halinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenmektir. Vefat teminatı kapsamında geride kalan kişilerin ödeme alabilmeleri için poliçede lehtar statüsünde belirtilmeleri ya da yasal varis konumunda olmaları gerekir. Keza hayat sigortası vefat tazminatı hesaplama işlemi sonrasında ödemenin yapılabilmesi için vefatın poliçe özel ve genel şartlarında belirtilen koşullar altında gerçekleşmesi gerekmektedir.
C. Ölüm Teminatını Alabilmek İçin Yapılması Gerekenler
Ölüm teminatını alabilmek için sigortalının lehtar olarak belirlediği ya da yasal varisi olarak belirlediği kişilerin vefat teminatı hakkını elde edebilmeleri için sigorta şirketine başvurmaları gerekir. Başvuru esnasında lehtar ve yasal varislerden vefat durumunda tazminatın değerlendirilebilmesi için bazı belgeler istenir. Ölüm belgesinin de aralarında bulunduğu bu evrakların sigorta şirketinin ilgili birimine tesliminin ardından değerlendirme yapılır ve sonuç olumluysa tazminat belirtilen banka hesabına yatırılmaktadır.
Hayat sigortası ölüm tazminatı hesaplama süreci doğrultusunda belirlenen tutarı talep etmek için lehtarlara/varislere verilen süre rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıldır ve herhalde 6 yıl geçmesi ile talep hakkı düşmektedir.
D. Ölüm Teminatının Hesaplanmasında Göz Önünde Bulundurulan Unsurlar
Hayat sigortasından doğan ölüm teminatının hesaplanmasında birçok etken bulunmaktadır. Bu etkenlerin en başında tarafların kusur oranı gelmektedir. Sigorta sözleşmesinin kuruluş aşamasında tarafların birbirlerini aydınlatma yükümüne aykırı davranmaları kusurun başladığı ilk andır. TTK’da[3] düzenlenen sigorta sözleşmesinin kuruluş aşamasında sigortalının doğru beyanda bulunma yükümlülüğü uyarınca sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü kılınmıştır.
Keza, TTK uyarınca[4] sigortacı sigorta ettirene, cevaplaması için sorular içeren bir liste vermişse, sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemeyeceği belirtilmiştir. Ancak sigorta ettiren, sigorta sözleşmesinin seyrini etkileyecek önemli bir husus saklamış ise burada sigorta ettirenin sorumluluğu ortaya çıkacaktır.
Yargıtay tarafından tesis edilmiş bazı kararlarda[5], sigorta ettirenin, sağlık durumuna ilişkin kasti olarak yalan beyanda bulunulması durumunda sigorta şirketinin vefat tazminatı ödeme yükümlülüğü olmayacağı ve sigortacı tarafından, sigorta ettirene imzalatmış olduğu formun matbu olması ve sigorta ettirene açıklayıcı bilgi verilmeden imzalatılmasının sigortacının kusurunu ortaya çıkaracağı hüküm altına alınmıştır.
TTK uyarınca[6] yukarıda bahsetmiş olduğumuz beyan yükümlülüklerine aykırı davranılması halinde rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan proporsiyon hesabı uyarınca indirim yapılacağı belirtilmiş ve sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkacağı hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu maddeyi açıklamak gerekir ise, sigorta sözleşmesi taraflar arasında sürekli bir ilişki kurduğundan, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasından başlayarak sigorta ilişkisinin sona ermesine kadar çeşitli hususlarda sigortacıya bildirimde bulunmakla yükümlü kılınmıştır. Sigorta ettirene yüklenmiş olan beyan yükümlülüğünün ihlali halinde kusur kast derecesinde ise ve bildirilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağı bulunmaktaysa sigorta şirketi poliçe teminat bedelini ödemekle yükümlü kılınamayacaktır.
E. Hayat Sigortası Ölüm Teminatı Dışında Kalan Haller
Hayat sigortasından doğan ölüm teminatının sigorta şirketinden tahsil edilebilmesi için, rizikonun poliçe içerisinde belirtilen şartlar içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Ölüm teminatının tahsil edilemeyeceği birtakım durumlar vardır. Söz konusu durumlar:
- Sigorta ettirenin beyan yükümlülüğüne ilişkin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkacağından lehtarlara/varislere ölüm teminatının ödenmesi mümkün olmayacaktır.
- Sigortalı, sigortacıyı haberdar etmeksizin ticari ve hava hatları üzerinde yolcu nakline ruhsatlı işletmelerin uçak veya herhangi bir hava gemisinde ancak, yolcu sıfatıyla seyahat edebilir. Hayatı sigortalanan kişinin ölümü yolcu sıfatı dışında havada yapılan yolculuklar esnasında olursa, sigorta şirketi yalnız riyazi ihtiyatı ödemekle yükümlüdür; ölüm tazminatı ödenmez.
- Sigortalı, intihar veya intihara teşebbüs sonucunda öldüğü takdirde, sigortalının intiharı anında akli melekeleri ne olursa olsun, sigortacı sigortanın o andaki riyazi ihtiyatını öder. Aksine bir sözleşme ile süre kısaltılmış olmadıkça sigortalı aralıksız olarak en az üç yıl devam etmiş bulunuyorsa, sigorta şirketi sigorta teminatının tamamını ödemekle yükümlüdür.
- Sigortadan faydalanan kimse hayatı üzerine sigorta yapmış olanı öldürmüş veya onun öldürülmesinde herhangi bir şekilde suç ortaklığı etmişse sigorta bedelinden mahrum kalır ve bu bedel ölenin mirasçılarına ait olur.
- Aksi sözleşme ile kararlaştırılmadıkça, sigorta savaş halinde geçerli değildir. Ancak sigortalı savaş esnasında ve savaş hareketleri dolayısıyla ölürse, ölüm tarihindeki matematik karşılıklar, ödeme tarihine kadar geçecek süreye ait teknik faizleriyle birlikte hak sahiplerine ödenir.
- Sigortalı aksine bir sözleşme olmadığı sürece, AIDS, nükleer, biyolojik ve kimyasal silah kullanımı veya nükleer, biyolojik ve kimyasal maddelerin açığa çıkmasına neden olacak her türlü saldırı ve sabotaj veya tedavi amaçlı olanlar hariç nükleer rizikolar sonucu ölürse, sigortacı, yalnız riyazi ihtiyatı ödemekle yükümlüdür.
F. Sonuç
İşbu bilgi bülteninde, hayat sigortasından doğan ölüm teminatının imza aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlardan, rizikonun gerçekleşmesi halinde teminatın hesaplanmasında dikkate alınan etkenlerden ve hangi durumlarda ölüm teminatının alınamayacağından bahsedilmiştir.
Söz konusu teminatın alınabilmesi için gereken başvuru usulünün birtakım belgelerin ibrazına ve süreye bağlanmış olması nedeniyle hak kaybına uğranmaması için başvurunuzun titizlikle yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde geri dönüşü olmayacak sonuçlarla karşılaşılabilecektir.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[2] Bkz: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 1493/1, “Sigorta ettiren, 1490’ıncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları saklı kalmak üzere, gerçek ya da tüzel kişi lehine sigorta sözleşmesi yapabilir.”
[3] Bkz: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde1435, “Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.”
[4] Bkz: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 1436
[5] HGK. 08.02.2023 T. E: 2021/(17)4-367 K: 38 ; İstanbul BAM 17.HD 2017/2741 E., 2019/267 K.
[6] Bkz: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 1439