Yapının Depreme Dayanıklılığı Hususunda Malikin Sorumluluğuna İlişkin Anayasa Mahkemesi kararı Hakkında Bilgi Bülteni
- Giriş
Anayasa Mahkemesi 23.07.2024 tarihinde, İmar Kanunu’na[1] 2018 yılında eklenen “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” hükmü[2] ile yapının depreme dayanıklılığı konusunda sorumluluğun yapı malikine bırakılmasının devletin pozitif yükümlülükleriyle bağdaşmadığı ve dolayısıyla Anayasa’ya[3] aykırı olduğundan bahisle iptaline hükmetmiştir[4].
İşbu bilgi bültenimizde Anayasa Mahkemesi’nin yapı kayıt belgesi alınan yapıların depreme dayanıklılığı hususunda malikin sorumluluğunu ortadan kaldıran söz konusu iptal kararı ele alınacaktır.
- İptal Kararından Önceki Durum ve İtiraz Gerekçeleri
İtiraz konusu hüküm,
- 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılardan gerekli şartları sağlayanlara yapı kayıt belgesi verilmesini,
- belgeye konu yapının ve arsasının mülkiyet durumunun, yapı sınıf ve grubunun ve diğer hususların yapı kayıt sistemine, yapı sahibinin beyanına göre kaydedilmesini,
- yapı kayıt belgesinin, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerli olduğunu,
- yapı kayıt belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümlerinin uygulanacağını düzenlemekte olup;
- yapının depreme dayanıklılığı hususunun malikin sorumluluğunda olduğu, ve
- yapı denetim görevinin ifa edilmemesinden doğan zararlarından devletin sorumlu olmayacağı öngörülmekte idi.
Özetle, iptal kararı öncesinde yapı kayıt belgesi alınan yapılarda yaşayan vatandaşların olası bir depremde vücut bütünlüğünün zarar görmesi, hayatını kaybetmesi veya tazminat gerektiren bir zararın meydana gelmesi durumunda bu zararlardan idare sorumlu tutulmamakta; söz konusu zararlardan yalnızca yapı kayıt belgesi alan malik ve ilgililer sorumlu tutulmaktaydı.
Bu bağlamda, söz konusu zararların tazminine yönelik taleplerle ilgili olarak, ilgililer tarafından idare aleyhine açılan tam yargı davalarında, idarenin sorumluluğu tespit edilerek zararın giderilmesi mümkün olmamaktaydı.
Hükme yapılan itirazın gerekçesi,
- devletin sağlıklı ve güvenli bir çevre oluşturma konusunda pozitif yükümlülükleri bulunduğu ve bu bağlamda
- yapıların güvenliğinin sağlanması gerektiği ilkesi üzerine yoğunlaşmaktadır.
Başvuruda, devletin, halkın can ve mal güvenliğini temin etmek adına belirli bir standartta yapıların inşa edilmesini denetleme yükümlülüğüne sahip olduğu ifade edilmiştir. Ancak, itiraz edenin ileri sürdüğü gibi, itiraz konusu kuralda, yapıların depreme dayanıklılığının sorumluluğu yapı sahibine bırakılmakta, devletin bu konuda herhangi bir denetim yükümlülüğü getirilmemektedir. Bu durum, devletin kamu güvenliğini sağlama sorumluluğuyla çelişmekte olup, devletin pozitif yükümlülükleriyle bağdaşmamaktadır.
- İptal Kararı ve Güncel Durum
Anayasa Mahkemesi iptal kararında özetle, yapı kayıt belgesi alınan yapılarda malikin sorumlu tutulmasını idarenin pozitif yükümlülüğüne aykırı görmüştür. İtiraz konusu kuralın yaşam hakkıyla ilgisi olduğu açık olup Anayasa Mahkemesi kararında,
- yapının sağlamlığı konusunda devletin de pozitif yükümlülüğü olduğunu,
- idarenin denetim, gözetim ve Anayasal yükümlülüklerinin, bu yükümlülüklerle bağlantılı mali sorumluluklarının kanunlarla ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını vurgulamıştır.
Tüm bu sebepler göz önüne alınarak Anayasa Mahkemesi, idare aleyhine tazminat davası açılamamasının Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetmiştir. Bu kararla birlikte depremde zarar gören veya yıkılan binalardan kamu kurumları da sorumlu olacak ve vatandaşlar kamu kurumları aleyhine dava açabilecektir.
- Sonuç
Sonuç olarak, söz konusu karar ile Anayasa Mahkemesi tarafından devletin sağlıklı bir çevrenin oluşturulması bakımından pozitif yükümlülüğünün bulunduğu, yapı kayıt belgesi verilen yapıların can ve mal güvenliğini temin eden belirli bir standartta yapılıp yapılmadığına yönelik denetim yükümlülüğü getiren herhangi bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, buna karşılık itiraz konusu kuralla yapının depreme dayanaklılığı konusunda sorumluluğun yapı malikine bırakıldığı değerlendirilmiştir.
Söz konusu iptal kararında devletin pozitif yükümlülükleriyle bağdaşmadığı belirtilerek İmar Kanunu’nun ilgili hükmü, Anayasa’ya[5] aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Güncel durumda yapı kayıt belgesi alan binalarda deprem ve benzeri hallerde kamu kurumları sorumlu olacak ve böylece, vatandaşlar kamu kurumları aleyhine dava açabileceklerdir.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu
[2] 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen geçici 16. Maddesi - (Ek: 11/5/2018-7143/16 md.): “Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” (Anayasa Mahkemesi’nin 23/7/2024 tarihli Kararı öncesi)
[3] Anayasa Mahkemesince söz konusu hükmün Anayasa’nın “Devletin temel amaç ve görevleri” başlıklı 5., “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17., “Devletleştirme ve Özelleştirme” başlıklı 47. ve “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddelerine aykırı olduğu belirtilmektedir.
[4] Anayasa Mahkemesi’nin 2023/74 Esas - 2024/141 Karar sayılı ve 23/7/2024 tarihli kararı, Anayasa Mahkemesi Norm Denetimi Kararları: https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/ND/2024/141 (Son Erişim Tarihi: 09.12.2024)
[5] Anayasa’nın 5., 17., 47. ve 56. maddelerine