Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ İncelemesi
A. Giriş
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de (“Esas Tebliğ”) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ[1] (“Değişiklik Tebliği”), 19.04.2022 tarih ve 31814 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İşbu bilgi bülteninde Türkiye’de yerleşik kişilerin birbirleri arasında yapacakları menkul ve gayrimenkul satışlarında ödemenin yapılacağı para cinsine ilişkin kritik düzenlemeler getiren Değişiklik Tebliği ile yapılan değişikliklere ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlara ilişkin değerlendirmelerimize yer verilecektir.
B. Değişiklik Tebliği ile Getirilen Düzenlemeler
Değişiklik Tebliği ile, Esas Tebliğ’in 8. maddesinin 9. fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir:
“(9) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.”
Menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve ödeme yükümlülükleri; Değişiklik Tebliği öncesinde döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabiliyorken; Değişiklik Tebliği ile taşıt satış sözleşmeleri dışındaki menkul satış sözleşmelerinde döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak belirlenen sözleşme bedeli ve ödeme yükümlülüklerinin bundan böyle Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunlu tutulmuştur.
>Yine Değişiklik Tebliği ile Esas Tebliğ’in 8. maddesinin 15. fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” olarak aşağıdaki gibi değiştirilmiştir:
“(15) On altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi mümkündür.”
Değişiklik Tebliği ile böylece, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli gerçekleştirilmesine imkân tanınmıştır.
C. Değişiklik Tebliği’nin Uygulanması
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, Değişiklik Tebliği’ne ilişkin yapılan 21.04.2022 tarihli basın açıklamasında aşağıdaki hususlara yer verilmiştir.
19.04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında Değişiklik Tebliği’nin yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartı aranmayacaktır.
>19.04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartı aranmayacaktır.
>Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartı aranmayacaktır.
>Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsamaktadır.
>Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
>Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılması mümkün olmamaktadır.
>Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmamaktadır.
>4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Esas Tebliğ’in 8’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabidir ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında değildir.
>6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Esas Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkündür ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında değildir.
>Esas Tebliğ’in 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmamış olup, mevcut istisnaların geçerlidir.
D. Aykırılık Hali ve Yaptırımı
Değişiklik Tebliği’nin dayanağı olan 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun (“Kanun”) uyarınca Kanun’a dayanılarak çıkarılan genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırılığın bir kabahat olduğu ve aykırı hareket eden kişilere 3.000-TL’den 25.000-TL’ye kadar idari para cezası verileceği ve düzenlenmiştir. İlk bakışta bu idari yaptırıma dayanan cezanın ödenmesi gerektiği öngörülse de; her ceza bir kanuna dayanmaktadır. Şöyle ki;
Değişiklik Tebliği ile, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’a (“32 Sayılı Karar”) ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 32 Sayılı Karar’ın dayanağı olan Kanun’un 1. maddesi “…Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Bakanlar Kurulu salahiyetlidir.” şeklinde iken; 02.07.2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (“700 Sayılı KHK”) 8. maddesi ile “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” olarak değiştirilerek “…Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.” olarak düzenlenmiştir.
Yine Kanun’un idari yaptırım öngören 3. maddesinde de, aynı şekilde 700 Sayılı KHK ile; “Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, “14.211,00-₺ ile 118.555,00-₺” Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır…” şeklinde değiştirilmiştir.
Özetle Türk parasının kıymetinin korunmasına ilişkin düzenlemeler getirme, Bakanlar Kurulu’nun yetkisinde iken 700 Sayılı KHK ile Cumhurbaşkanı’na devredilmiştir.
Oysaki, Türkiye genelinde 20.07.2016’da ilan edilen ve 7 kez uzatılan olağanüstü hâl uygulaması iki yılın ardından 18.07.2018’de tamamen kaldırılmış olup, Değişiklik Tebliği ile getirilen düzenlemelerin de Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmesi gereken ivedi ve zorunlu durumlardan olmamasından hareketle; olağanüstü hâl uygulamasının sona erdiği 18.07.2018 tarihinden sonra bu konuda kanun ile bir düzenleme yapılmadığından Cumhurbaşkanı’nın getirdiği karar butlanla geçersizdir.
Kanun’daki “…Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.” değişikliğinin ancak bir kanunla yapılması halinde bu idari yaptırımın dayanağı normlar hiyerarşisine uygun bir hale gelmiş ve bahsi geçen cezalar uygulanabilir olacaktır.
Ayrıca, kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idari yaptırımların türleri ve sonuçlarını düzenleyen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kapsamında; zincirleme suç hükümleri yer bulmadığından, bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi durumunda, kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idari para cezası öngörülmüş ise, en ağır idari para cezası verilecektir.
Kanunla bir değişiklik yapılmadığı takdirde, her ne kadar yayınlarda ve görüşlerde Değişiklik Tebliği’ne aykırılık halinin bir idari yaptırımı olduğu izlenimine kapılınsa hatta idare tarafından bu konuya ilişkin tahakkuklar yapılacak olsa da “kanunsuz suç olmaz” ilkesi gereğince, tahakkuk edilen cezaların mahkemeye taşınması durumunda iptal edilebileceği görüşündeyiz.
E. Genel Değerlendirme ve Sonuç
Değişiklik Tebliği’nin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evrakların ödemesi ve tahsilinde; yine bu tarih öncesinde düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin, Türk parası cinsinden yerine getirilme ve kabul edilme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Değişiklik Tebliği ile, 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılması ve dolayısıyla sözleşme bedellerine ilişkin ödemelerin döviz cinsinden yerine getirilmesi mümkün olmamaktadır.
Ancak menkul satış sözleşmelerine ilişkin getirilen bu düzenlemeye aykırı hareket edilmesi halinde ise uygulanacağı öngörülen idari yaptırımların yargılamaya konu olması halinde tahakkuk edilecek olan cezaların iptal edilebilirliğinin çok yüksek olduğu görüşündeyiz.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2022-32/66)