Kamulaştırma Kanunu’nun Ek 4. Maddesine İlişkin Kanun Değişikliği Hakkında Bilgi Bülteni
A. Giriş
26.11.2022 tarih ve 32025 sayılı Resmî Gazete’ de 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayımlanmış olup, içeriğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu (“Kanun”) olmak üzere çeşitli kanunlarda yapılan değişikliklere rastlanılmaktadır. İşbu bilgi bülteninde ise öncelikle kamulaştırmasız el atma davalarında kesinleşmeden icra kuralının içeriğine, devamında ise ek madde 4 düzenlemesi altında, Kanun’un uygulanması çerçevesinde mahkemelerce hükmedilen bedel, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin başvuru ve icra takip süreçlerine ilişkin yayım tarihinde yürürlüğe giren düzenlemelere değinilecektir.
B. Kesinleşmeden İcra Edilebilme Kuralı
Bilindiği üzere, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 7327 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle eklenen geçici 16. maddenin birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği tespit edilerek iptal kararı tesis edilmiştir.[1] Kararda, malikin rızası olmaksızın fiilî el konulması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplere dair bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen kararların kesinleşmeden icra edilememesinin kamu hizmetlerinin sürekliliği ve devamlılığı ilkesiyle bağdaşmadığı, muhatabına aşırı bir külfet yüklediği, yine bir temel hak olan mülkiyet hakkından kaynaklı zararların belirsiz bir süreyle karşılıksız bırakılmasının hakkın ihlali anlamına olarak değerlendirileceği ifade edilmiştir. Nitekim iptal kararından sonra yapılan kanuni düzenleme ile kamulaştırmasız el atmalar sebebiyle bedel ve tazminata ilişkin mahkeme kararlarının kesinleşmeden icra edilebilecek olmasıyla uyumlu olarak başvuruya ve idarenin tavrına bağlanan hukuki sonuçlara özgü şartlara detaylı bir şekilde yer verildiği görülmektedir.
C. Mahkeme Kararı Kapsamında İdareye Yapılacak Başvurular
Düzenleme ile Kanun hükümlerinin uygulanması kapsamında mahkemelerce hükmedilen bedel, tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri, davacı asil veya vekili tarafından davalı idareye bildirilecek banka hesap numarasına otuz gün içerisinde yatırılacaktır.[2] Kesinleşmeden icra edilebilme kuralıyla uyumlu olarak idare, kendisine yapılan başvuruya rağmen süresi içerisinde ödeme yapmazsa davacı, icra takibine yönelebilecektir.
Hukuki ve fiilî el atma hallerinde kararın kesinleşmeden icra edilebilecek olması sebebiyle bir önceki fıkra kapsamında idareye yapılan başvurudan sonuç alınamaması, davacıyı ilâmlı icra takibi vasıtasıyla alacağına kavuşmaya sevk edecektir. İlâmlı icra takibinde de borçlunun ilâmsız icra takiplerinde olduğu gibi itiraz yoluyla icra takibini durdurma imkanına sahip olmaması, icranın geri bırakılmasını gündeme getirmektedir. Ancak ek maddenin ikinci fıkrası ile idare, hukuka aykırı olduğu inancını taşıdığı mahkeme kararına karşı icranın geri bırakılması yoluna başvurduğu takdirde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 36. maddesinde belirtilen başvuruya ilişkin şartlar arasında yer alan teminat gösterme zorunluluğuna muhatap olmayacaktır.
D. Hükmedilecek Harç ve Vekalet Ücretlerinin Niteliği
Maddenin üçüncü fıkrasında ise Kanun kapsamında açılan tüm davalarda bedel ve tazminata yönelik kararlara ilişkin mahkeme ve icra harçları ile vekâlet ücretlerinin, idare tarafından ödenmek üzere maktu şekilde belirleneceği ifade edilmiştir. Burada öncesinde sadece Kanun’un 10. maddesindeki kamulaştırma bedelinin tespitinde yer alan maktu şekilde belirlenme kuralının, genel anlamda Kanun hükümleri uyarınca açılacak tüm davalara etkili şekilde uygulanmasının amaçlandığı görülmektedir.
E. Sonuç
Kamulaştırmasız el atma davalarında kararların icrasını kesinleşme şartına bağlayan kanun hükümlerinin, esas bakımından Anayasaya aykırılık taşıdığı görülerek verilen iptal kararıyla ortaya çıkan hukuki boşluk, yaklaşık beş ay sonra, incelemeye konu kanuni düzenlemelerle doldurulmaya çalışılmıştır. Artık kamulaştırmasız el atma davalarına ilişkin mahkeme kararlarının kesinleşmeden icra edilebilecek olması sebebiyle davacının öncelikle idareye başvuracağı, başvuru üzerine belirlenen otuz günlük süre sonunda ancak idarenin hareketsiz kaldığı ölçüde ilâmlı icraya yönelebileceği düzenleme altına alınmıştır. Yine mahkemelerce hükmedilen bedel, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin maktu şekilde belirleneceği, ayrıca takibe konulan ilâmların icrasını durdurmaya yönelik icranın geri bırakılması sürecinde idarenin teminat gösterme zorunluluğundan da muaf tutulacağı belirtilmiştir.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] AYM, E.2021/127, K.2022/85, T. 30/06/2022
[2] Bkz. Genel Gerekçe: “Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak açılan davalarda idarenin herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmaksızın muhatap olması ve aynı taşınmaz için mükerrer ödeme yapmak zorunda kalması nedeniyle kamu yararı ile kişisel yarar arasında gözetilmesi gereken adil dengenin sağlanmasına yönelik düzenleme yapılması…”