Kur Farkı Alacağının Talep Edilebilme Hallerine İlişkin Bilgi Bülteni
- Giriş
Küreselleşen dünyada ticaretin yoğunluğu arttıkça, alıcılar ve satıcılar arasında farklı para birimleri üzerinden yapılan işlemler de hızla artmaktadır. Bu durum, ödemelerin genellikle yabancı para birimleri üzerinden gerçekleştirilmesine ve ticari ilişkide yabancı para ile borçlanmaya sebep olmaktadır. İşbu bilgi bülteninde, yabancı para borcundan doğan kur farkının hangi koşullarda talep edilebileceği ve edilemeyeceği ele alınacaktır.
- Kur Farkı Alacağının Talep Edilebileceği Haller
Yabancı para borçları hakkında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) düzenleme bulunmaktadır. İlgili hükme göre[1]: “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir.” Bu düzenlemeyle borçlu dilerse yabancı para ile ödemeyi gerçekleştirebilir dilerse de ödeme günündeki yabancı paranın rayiç bedeli üzerinden ülke parası ile ödemede bulunabilir.
Bu meyanda Yargıtay’ın bir kararında kur farkından doğan alacağın talep edileceği şartlar açıklanmış olup söz konusu şartlar şu şekildedir[2]:
- Taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da
- Sözleşmede hüküm bulunmasa bile faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir.
B.1. Taraflar Arasında Yapılan Sözleşmede Kur Farkına İlişkin Hüküm Bulunması
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede kur farkının nasıl hesaplanacağı ve ödeneceği hususunda özel bir düzenleme konulabileceği gibi, sözleşmede sadece kur farkının uygulanacağının belirtilmesi de yeterlidir. Bu durumlarda Yargıtay kur farkı alacağının varlığını kabul etmektedir.
Gerçekten de Yargıtay’ın bir kararında[3]: “Ödemelerin fatura tarihinden 120 gün sonra vadeli olarak düzenlenen TL cinsinden çeklerle yapılacağı, kur farkının doğması halinde bunun ayrıca ödeneceğinin sözleşme gereği olup, sözleşme doğrultusunda davalının davacıdan kur farkı alacağı talep etmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir… usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA… oybirliğiyle karar verildi.”
B.2. Ticari İlişki Sonucunda Ödemenin Döviz Cinsinden Yapılması
Eğer taraflar arasında akdedilen sözleşmede kur farkı alacağına ilişkin bir hüküm yoksa, kur farkı alacağını talep eden taraf, ticari ilişki sonucunda ödemenin yabancı para cinsi ile yapıldığını ispat ederek de alacağına kavuşabilir.
Gerçekten Yargıtay’ın bir kararında[4]: “Bedeli yabancı para olarak gösterilen faturalar yönünden akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğunun kabulü gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz.”
Belirtelim ki taraflar, ticari ilişki sonucunda ödemenin döviz cinsinden yapıldığının ispatını; yazışmalar, sipariş formları, döviz cinsinden düzenlenmiş faturalar gibi evraklar ile gerçekleştirebilirler.
C. Kur Farkı Alacağının Talep Edilemeyeceği Hal
Çek ile yapılan ödemeler karşılığında kur farkı alacağı talep edilemez. Zira ödemeyi Türk Lirası cinsinden çek ile kabul eden taraf, kur farkı alacağı talebinden feragat etmiş sayılır.
Bu kapsamda Yargıtay’ın bir kararına göre[5]: “Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…”
D. Sonuç
Kur farkı alacağını düzenleyen bir hukuki düzenleme mevcut değildir; ancak Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, kur farkı alacağı talebinde bulunabilmek için ya taraflar arasında akdedilen sözleşmede kur farkına ilişkin bir hükmün bulunması ya da tarafların arasındaki ticari ilişki sonucunda ödemelerin döviz cinsinden yapıldığı ispat edilmesi gerekmektedir. Yine yerleşik uygulama uyarınca TL bazlı çekle ödemelerde kur farkı alacağı talep edilememektedir.
Saygılarımızla
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 99/2.
[2] Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 11.09.2018 T., 2017/3549 E., 2018/4033 K.
[3] Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 08.03.2016 T., 2016/10974 E., 2016/4258 K.
[4] Yargıtay 19.Hukuk Dairesi, 13.03.2019 T., 2018/1227 E., 2019/1611 K.
[5] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 18.01.2021 T., 2020/4821 E., 2021/65 K.