Taraflardan Birinin Boşanmayı İstememesi Durumunda Boşanma Gerçekleşir Mi?
- Giriş
Türk Medeni Kanunu’nda (“TMK”)[1] düzenlenen boşanma müessesesi, eşlerin ortak iradesiyle anlaşmalı olarak gerçekleşebileceği gibi, taraflardan birinin istememesi durumunda çekişmeli dava yoluyla da hükmedilebilecek bir yargılama sürecini kapsar. Boşanma davalarında en çok karşılaşılan durumlardan biri, eşlerden birinin boşanmayı istememesi ve evliliğin devam ettirilmesi yönünde direnç göstermesidir. Bu gibi durumlarda, boşanmak isteyen tarafın TMK’da belirtilen özel veya genel boşanma sebeplerine dayanarak iddialarını somut delillerle desteklemesi zorunludur.
İşbu Bilgi Bülteninde Türk hukukunda boşanma sebepleri, mahkemelerin boşanma taleplerini nasıl değerlendirdiği ve eşlerden birinin boşanmayı istememesi durumunda yargılamanın nasıl ilerleyeceği, TMK hükümleri ve Yargıtay İçtihatları çerçevesinde ele alınacaktır.
- Boşanma Sebepleri ve Tek Taraflı Boşanma Talebi
TMK’ya göre boşanma, anlaşmalı veya çekişmeli olarak iki şekilde gerçekleşebilir.[2] Anlaşmalı boşanma için her iki tarafın da rızası gereklidir. Ancak, çekişmeli boşanma davalarında, bir taraf istemese de diğer taraf mahkemeye başvurarak boşanma talebinde bulunabilir.
Çekişmeli boşanma, TMK’nın 161-166. maddeleri arasında düzenlenen genel ve özel boşanma sebeplerine dayanılarak açılabilir. İşbu sebepler;
- Zina (TMK m. 161): Eşlerden birinin zina yapması durumunda, diğer eş boşanma daası açabilir. Mutlak boşanma sebebi olan zina, evlilik birliğine yönelik ağır bir ihlal olarak kabul edilir ve ispatlanması durumunda mahkeme boşanmaya hükmedebilir.
- Hayata Kast, Pek Kötü eya Onur Kırıcı Davranış (TMK m. 162): Eşlerden biri diğer eşin hayatına kastetmişse, kötü muamelede bulunmuşsa eya onur kırıcı davranışlar sergilemişse, boşanma sebebi olarak kabul edilir.
- Suç İşleme e Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163): Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi eya toplum tarafından ahlaka aykırı görülen bir hayat sürmesi, diğer eş için boşanma sebebi oluşturur. Bu sebepler, kumarbazlık, uyuşturucu bağımlılığı, veyahut eşin işlediği suçtan ötürü diğer eşin duyduğu utanç şeklinde örneklendirilebilir.
- Terk (TMK m. 164): Türk yargı sistemine göre eşlerin birlikte yaşama yükümlülükleri bulunmaktadır.[3] Eşlerden biri ortak konutu haklı bir sebep olmaksızın terk etmiş e en az altı ay boyunca geri dönmeyerek bu yükümlülüğünü ihlal ettiği takdirde terk edilen eş boşanma davası açabilir.
- Akıl Hastalığı (TMK m. 165): Eşlerden birinin akıl hastalığı, elilik birliğini çekilmez hale getirmiş ve iyileşme ihtimali bulunmuyorsa, boşanma sebebi olabilir.
- Elilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (TMK m. 166): Elilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma sebebidir. Halk arasında “Şiddetli Geçimsizlik” olarak bilinen ve en yaygın boşanma sebebi olan bu hüküm, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeyi imkânsız hale getirecek şekilde sarsılmasını kapsar. Mahkeme, tarafların artık ortak hayatı sürdüremeyecekleri kanaatine vardığı takdirde boşanmaya karar verebilir. Genel boşanma sebebi olan bu hüküm çok geniş kapsamlı olmakla birlikte örnek olarak aile ekonomisi zor bir dönemde iken eşlerden birinin lüks harcamalar yapması[4], aileye karşı ilgisizlik, doğumda eşin yanında olmamak[5], eşin çocuk bakımı ile ilgilenmemesi, süreklilik arz eden kagalar gibi birçok örnek verilebilir.
- Kanunlar ile Yargıtay Kararları Çerçevesinde Boşanma
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, evlilik birliği temelinden sarsılmışsa ve bu durum tanık beyanları, deliller ve uzman raporlarıyla ispatlanabiliyorsa, bir taraf istemese de boşanmaya hükmedilebilir.
- Tarafların uzun süredir ayrı yaşaması,[6]
- Taraflardan biri evlilik birliğini sürdürmek istemediğini açıkça beyan etmesi,
- Fiziksel veya psikolojik şiddet iddialarının olması,[7]
- Evlilik birliği artık taraflardan biri için ağır bir yük haline gelmesi gibi durumlar özellikle önem taşır.
- Sonuç
Türk hukukunda boşanma davasının açılması ve sonuçlanması için her iki tarafın da rızası gerekmez. Eğer boşanma sebepleri kanunda öngörülen şartlara uygunsa, taraflardan biri bu hususlar ispat eden delilleri ortaya koyarsa ve sonuç olarak mahkeme evlilik birliğinin sürdürülemeyeceğini tespit ederse, bir taraf istemese de yine de boşanmaya karar verilebilir. Bu nedenle, boşanma sürecinde tarafların hukuki haklarını doğru şekilde savunmaları ve sağlam deliller sunmaları büyük önem taşır.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
[2] 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 166
[3] 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 185
[4] T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2284 K. 2020/19 sayılı ve 16.1.2020 tarihli kararı
[5] T.C. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi E.2017/5985K.2019/1767 Sayılı ve 27.02.2019 tarihli kararı
[6] T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2019/6339 K. 2019/12692 sayılı ve 23.12.2019 tarihli kararı
[7] T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-2420 K. 2019/750 sayılı ve20.06.2019 tarihli kararı