Konkordato Müessesinin Şüpheli Alacaklar Karşılığı Uygulanması Karşısındaki Durumunun Vergi Usul Kanunu Açısından İncelenmesi
1. Giriş
15.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda (“İİK”) birtakım değişiklikler yapılarak iflas ertelenmesi kurumunun ortadan kaldırılmış ve konkordato kurumu getirilmiştir. Akabinde 14.02.2019 tarihinde T.C. Hazine Ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan VUK-112/2019-2 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri/112 (“Sirküler”) ile konkordatonun herhangi bir sürecinde konkordato borçlularından olan alacakların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”) karşısındaki durumu düzenlenmiştir.
İşbu bilgi bülteninde Sirküler çerçevesinde konkordatonun; geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatonun reddi, konkordato projesinin tasdiki gibi aşamalarında şüpheli alacak karşılığı uygulanmasına ilişkin usuller ve değerlendirmelerimiz yer almaktadır.
2. Şüpheli Alacak Statüsü
VUK ile[1] değersiz alacak, “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre artık tahsiline imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaklardır.” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre değersiz alacaklar, tanımlaya uygun oldukları gün itibari ile tasarruf değerlerini kaybeder ve mukayyet kıymetleri ile zarara geçirilerek yok edilirler.
Yine VUK[2], ticari ve zirai bir kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olmaları koşulu ile dava ve icra safhalarında bulunan alacaklar ve yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacakları da değersiz alacak kapsamında değerlendirmektedir.
Şüpheli alacakların daha sonradan tahsili halinde, yapılan tahsilat, tahsil edildikleri dönem kar ve zarar hesabına intikal ettirilir.
3. Konkordato Sürecinde Şüpheli Alacakların Durumu
Sirküler’de konkordato, “borçlunun, alacaklılarıyla belli bir çoğunluğun kabulü ile ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tasdiki ile yapılan cebri bir anlaşma” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan yola çıkarak konkordatonun amacının, alacaklıların alacaklarının bir kısmından feragat ederek ve/veya alacaklarının ödenmesi için belirli bir vadeyi kabul ederek borçlunun iflasının engellenmesi olduğunu söylemek mümkündür.
Bu vesile ile borçlu iflas etmeyerek konkordato sürecinde belirlenen bütün alacaklılara olan borçlarını mahkemenin tasdik ettiği vade ve miktarda ödeyebilecek, hem alacaklılar açısından olası bir iflas durumunda yaşanacak hak kayıpları önlenmiş olacak, hem de borçlu açısından iflas gerçekleşmeyerek borçlunun ticari hayatına devamı sağlanacaktır. Konkordato kurumu ile hem ülke ekonomisine iflas etmek üzere olan şirketler geri kazandırılmakta hem de alacaklıların yaşaması muhtemel olan büyük hak kayıplarının önüne geçilerek, alacaklarını tahsil edecekleri miktar ve süre kesinleştirilmektedir.
Konkordato içerisindeki bir borçlunun alacaklısının, alacağının şüpheli alacak niteliğini haiz olması halinde bu alacaklar için karşılık ayırması mümkündür.
4. Borçlu Hakkında Geçici Mühlet Kararının Verilmesi ve Sonuçları
Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından verilen geçici mühlet kararı borçlu bakımından tam bir koruma sağlamaktadır. Şöyle ki, geçici mühlet süresi içerisinde borçlu aleyhine takip yapmak mümkün değildir. Ek olarak daha önceden borçlu aleyhine başlatılan takipler ise geçici mühlet süresince durdurulur ve borçlu hakkında ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararları uygulanmaz.
Hakkında geçici mühlet kararı verilen bir borçludan alacağı olan alacaklıların bu alacakları ile ilgili olarak şüpheli alacak karşılığı yapılmasına ilişkin esaslar ise aşağıdaki şekildedir: Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal ettirilmiş alacaklar hakkında VUK kapsamında[3] karşılık ayrılmış ise mahkeme kararının alacağın durumunda bir değişiklik doğurmaması sebebiyle daha önce ayrılan karşılığa ilişkin olarak herhangi bir düzenleme yapılmasına gerek yoktur.
>Geçici mühlet kararından sonra dava veya icra safhasına intikal ettirilmiş alacaklar hakkında geçici mühlet kararının da aynı kesin mühlet gibi borçlu açısından tam bir koruma sağlaması ve aynı sonuçları doğurması sebebiyle karar sonrası dava veya icra safhasına intikal ettirilmemiş alacakların artık icra ve dava yoluyla tahsili mümkün olmayacağı sebebiyle geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılması
5. Geçici Mühlet Kararının Kaldırılarak Borçlunun Konkordato Talebinin Reddedilmesi ve Sonuçları
Asliye Ticaret Mahkemesi geçici mühlet kararından sonra borçlunun konkordato sürecinin başarıya ulaşmayacağına kanaat getirirse geçici mühlet kararını kaldırarak konkordato talebinin reddine karar verebilir.
Konkordatonun reddine karar verilmesi halinde borçludan alacağı olan alacaklıların söz konusu alacakları ile ilgili olarak İİK[4] aşağıdaki şekilde hareket edileceğini düzenlemiştir:
>Geçici mühlet kararından önce dava ve icra safhasına intikal ettirilmiş olması nedeni ile karşılık ayırdıkları alacaklarına ilişkin herhangi bir düzenleme yapmalarına gerek olmadığı,
> Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacakları için ise, ayrılmış olan karşılıkların geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle düzeltmeleri[5]
Diğer taraftan, bu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkündür.
6. Borçlu Hakkında Kesin Mühlet Kararının Verilmesi ve Sonuçları
İİK[6] uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi borçlunun konkordatosunun başarıya ulaşma ihtimalinin devam ettiğine kanaat getirirse borçlu hakkında geçici mühlet kararını takiben kesin mühlet kararı verebilir. Kesin mühlet kararı ile borçlu hakkında tam bir koruma uygulanarak yukarıda bahsedilen takip ve dava süreçlerine ilişkin durum aynı şekilde devam eder. Bu süreçte söz konusu koruma sebebiyle borçlu hakkında icra ve dava süreçleri devam ettirilemeyeceği için daha önceden karşılık ayrılmış şüpheli alacaklar ile ilgili olarak alacaklıların herhangi bir düzenleme yapmalarına gerek yoktur.
Ek olarak VUK uyarınca, şüpheli hale gelen alacak için bu dönemde karşılık ayrılması gerekmekte olup, ilgili olduğu hesap döneminde ayrılmayan karşılığın sonraki hesap dönemlerinde dikkate alınması mümkün bulunmadığından, geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılmamışsa sonraki hesap döneminde kesin mühlet kararının ilan edilmesi durumunda şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz.
7. Kesin Mühlet Kararının Kaldırılması ve Sonuçları
Konkordato süreci ile amaçlanan hususlardan biri borçlunun mai durumunun düzelerek ticari hayata geri kazandırılmasıdır. Ancak bu durum kesin mühlet süresi içerisinde (henüz kesin mühlet süresi bitmeden) gerçekleşirse Asliye Ticaret Mahkemesi borçlunun mali durumunun düzelmesi sebebiyle konkordato davasının reddine karar verecektir.
Bu durumda alacaklılar, şüpheli alacakları ile ilgili aşağıdaki gibi hareket etmelidir:
>Geçici mühlet kararından önce dava veya icra süreçlerine intikal ettirilmiş olması nedeniyle karşılık ayrılmış şüpheli alacaklar ile ilgili olarak herhangi bir işlem yapılmamalıdır.
>Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise ayrılmış olan karşılıkların konkordatonun reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle bu hesap dönemine uygun olarak düzeltilmelidir.
Diğer taraftan Sirküler uyarınca söz konusu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkündür.
8. Kesin Mühlet Süresi İçerisinde Konkordatonun Reddi ile Borçlunun İflasının Açılması ve Sonuçları
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin İİK uyarınca gerekli şartların sağlanacağı ve konkordato sürecinin başarıya ulaşacağı inancı ile kesin mühlet kararı vermesi üzerine güncel şartlarda olan değişiklikler ve borçlunun artık konkordato sürecini kanunun öngördüğü şekilde sürdürülemeyeceğine kanaat getirilmesi halinde alacaklıları korumak amacıyla derhal konkordato talebinin reddi ile borçlunun iflasının açılmasına karar verilecektir.
Bu durumda alacaklıların iflas masasına kaydedilen alacakların şüphelilik durumu değişmeyeceği için karşılık ayrılan alacaklar ile ilgili olarak alacaklıların yapması gereken herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Karşılığı ayrılan alacaklar aynı hesap dönemi için herhangi bir düzenleme olmaksızın şüpheli alacak statüsünde kalmaya devam edeceklerdir.
9. Konkordatonun Tasdik Edilmesi ve Sonuçları
Asliye Ticaret Mahkemesi borçlunun konkordatosunu tasdik ederken alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçtiklerini açıkça belirtmelidir. Bu durumda artık borçlu lehine vazgeçilen alacak miktarları “değersiz alacak” statüsüne geçmiş olup; konkordatonun tasdik kararının ilan edildiği tarih itibariyle kanuna uygun olarak yok edilir[7].
Ek olarak konkordato sürecinde alacağın vazgeçilmeyen kısmı ise belirli periyodlar halinde ve vade ile ödenecektir. Bu sebeple borçlu ile alacaklı arasındaki borç ilişkisi değişmiş, yeni bir vade ve miktar kazanmış olacaktır. Bu sebeple artık ödenebilir ve hukuken değersiz alacak statüsünde olmayan bir alacak haline gelerek şüpheli alacak statüsünü kaybedecektir.
Dolayısıyla konkordatosu tasdik edilen borçlunun alacaklılarının bu alacakları için ayırmış oldukları karşılık ile ilgili yapması gereken işlem konkordato tasdik kararının ilan edildiği tarih itibariyle bu hesap dönemine göre alacaklarının durumunu düzenlemeleridir.
10. Konkordatonun Reddi ve Sonuçları
Asliye Ticaret Mahkemesi borçlunun konkordatosunun bütün süreçler sonunda başarıya ulaşamayacağına karar verirse konkordato talebini reddedecektir. Bu durumda ret kararı ilan edilerek borçlu iflasa tabi kişilerden ise ve iflas sebeplerinden biri mevcut ise derhal iflası açılır.
Bu durumda alacaklılar kesin mühlet kararının kaldırılması durumunda ortaya çıkan süreçleri[8] uygulamalıdırlar.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] Bkz: VUK madde 322
[2] Bkz: VUK madde 323
[3] Bkz: VUK madde 323
[4] Bkz: İİK madde 287, 288
[5] karşılığın iptal edilmesiyle gelir hesabına alınması
[6] Bkz: İİK madde 289
[7] Bkz: VUK madde 322
[8] Bkz: işbu bülten bölüm 7