Tenkis Davasında Davalının Tercih Hakkına İlişkin Bilgi Bülteni
A. Giriş
Tenkis davası, saklı payı ihlal edilen yasal mirasçıların haklarının korunması için getirilmiş miras hukukuna özgü bir davadır ve Türk Medeni Kanunu’nda (“Kanun”) düzenlenmektedir. Bu dava özelinde tenkise tabi söz konusu malın değerinde bir azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmaması durumunda vasiyet alacaklısı konumundaki davalı tarafa bir tercih hakkı verilmiştir.
İşbu bilgi bülteninde, davalıya verilen bu tercih hakkının ne şekilde kullanılacağı ve 11.11.1994 Tarihli, 4/4 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı (“İBK”) ışığında saklı paylı mirasçılara ödenecek bedelin hangi tarihe göre hesaplanacağına yönelik açıklamalar yapılacak, ayrıca söz konusu karar neticesinde kanunda yapılan değişikliklere değinilecektir.
B. Kararın Çıkış Noktası ve Mahkemenin Değerlendirmesi
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu,
►.30.6.1994 gün ve 47 sayılı kararında özetle: tasarruf nisabının hesabında ve buna bağlı olarak tenkise tabi malların değeri karşılığı, bir tarafa ödenecek naktin tesbitinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun çeşitli kararlarında terekenin miras bırakanın ölüm tarihindeki durumunun esas tutulması gerektiğinin benimsediğini,
►İkinci Hukuk Dairesi'nin de bu görüş doğrultusundaki uygulamasını 1993 tarihine kadar sürdürdüğünü,
►fakat İkinci Hukuk Dairesi, 1993 yılı içinde bu uygulamayı terk ederek eda isteğini kapsayan muayyen mal vasiyeti tenkisi davalarında eski kanun uyarınca yapılan tercih sonunda, alınan mal payının tercih günündeki değerinin nakit olarak ödenmesinin zorunlu olduğunu kabul ettiğini,
►bu hususta içtihat aykırılığının bulunduğunu belirterek söz konusu kararı vermiştir.
Mahkemenin vardığı sonuç ise ilgili madde uyarınca ödenecek olan naktin tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlar dikkate alınarak belirleneceği yönündedir.
C. Tenkis Davasında Davalının Tercih Hakkı
Kanunun ilgili maddesine göre değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünmesine olanak bulunmayan belirli bir mal vasiyeti tenkise tâbi olursa vasiyet alacaklısı; dilerse tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini, dilerse tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebilir.[1] Bu noktada söz konusu seçimlik hakkını kullanabilmesinin ön şartı, tenkise konu taşınmazın sabit tenkis oranında değerinde azalma meydana gelmeksizin bölünemez nitelikte olması ve taşınmazın kısmen tenkise tabi olmasıdır.[2] Sabit tenkis oranı ise yapılan tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır.
Böyle bir durumda davalıdan tercihi sorulmak suretiyle mahkeme tarafından karar verilmelidir. Davalı, söz konusu tenkis değerini ödeyip malı almayı veya malı verip tenkis değeri dışında kalan serbest tasarruf oranının kendisine ödenmesini isteyebilir. Örnek vermek gerekirse; kendisine 40.000 TL değerinde araba vasiyet edilen kişi, kazandırmanın 10.000 TL’lik kısmının saklı payları ihlal etmesi durumunda, 10.000 TL’lik bu kısmı ödeyerek arabanın kendisine verilmesini isteyebileceği gibi, arabayı tamamen iade ederek tasarruf edilebilir kısım olan 30.000 TL’nin kendisine ödenmesini de talep edebilir.[3]
D. Eski Kanun Döneminde Değer Hesaplaması Problemi
Eski kanunda konu ile ilgili maddede [4] yalnızca davalının tercih hakkı bulunduğu hususu yer almakta iken tenkis davası açan saklı paylı mirasçılara ödenecek tutarın ne şekilde belirleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmaması sebebiyle, o dönem öğretide mirasın açılmasından sonra tenkise konu malda meydana gelen değer artışlarının dikkate alınıp alınmayacağı tartışmalıydı. Açık hüküm bulunmaması sebebiyle de miras açıldıktan sonra meydana gelen değer artışları dikkate alınmamaktaydı.
Bu bağlamda söz konusu İBK verilmeden önceki dönemde, örnek vermek gerekirse tenkis kararının verildiği anda taşınmazın değeri 1.200.000 TL’ye çıkmış olsa bile, davalı 100.000 TL’yi davacıya ödeyerek malın kendisinde kalması yönünde seçimlik hakkını kullanabiliyordu. Bu nedenle de davalı taraf, haliyle tenkis miktarını ödeyip, taşınmazın kendisinde kalmasından yana hakkını kullanmakta; böylece davacı neredeyse kazandığı davayı kaybetmiş duruma gelerek ve haksız sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktaydı.[5]
E. Çözüm
Eski kanundaki bu eksiklik sonucu oluşan adaletsiz durumları önlemek adına söz konusu İBK ile “değerinde bir azalma meydana gelmeksizin sabit tenkis oranında bölünemeyen belirli mala ilişkin mirasbırakanın tasarrufunun tenkisi halinde, MK md.506 uyarınca ödenecek naktin (kıymet), aynı hükme göre kullanılan tercih hakkı günündeki fiyatlar dikkate alınarak belirleneceği” kabul edildi.[6]
Bu karar ile birlikte mirasın açılmasından sonra meydana gelen değer artışları dikkate alınarak tenkis davası açan davacıların hak kaybına uğramaları önlenmişttir. Zira söz konusu malın değeri artarken aynı zamanda tenkis değeri de arttığından oranda herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Nitekim işbu bültene konu olan İBK bu yöndedir.
Örneğin 300.000 TL değerindeki ev üzerinde 100.000 TL değerinde saklı pay ihlali bulunması durumunda ve tercih hakkının kullanıldığı tarihe en yakın tarihte evin değerinin 3 katına çıkarak 1.200.000 TL değerine ulaşması halinde artık saklı pay ihlali 100.000 TL değil aynı oranda artarak 400.000 TL olacaktır. Sonuçta davalı malın kendisinde kalmasını sağlamak için söz konusu İBK öncesinde 100.000 TL ödeyecek iken İBK neticesinde 400.000 TL ödemek zorunda kalacaktır.
F. İBK Kararı Sonrası Kanunda Yapılan Değişiklik
Konu ile alaklı İBK verildikten sonra yürürlüğe giren kanunda ise davalının tercih hakkı ile ilgili maddeye iki yeni fıkra eklenmiştir. Söz konusu yeniliğe göre tasarruf konusu malın vasiyet alacaklısında kalması durumunda, malın tenkis sebebiyle vasiyet borçlusuna verilmesi gereken, aksi hâlde tasarruf oranı içinde kalan kısmının karar günündeki değerinin para olarak ödetilmesine karar verileceği hüküm altına almış[7] ve bu kuralların sağlararası kazandırmaların tenkisine de uygulanacağı hususunu da belirtmiştir.[8]
Görüldüğü üzere söz konusu hükümde, İBK’den farklı olarak davalının tercih hakkını kullandığı gün değil, karar günü esas alındığı için, TMK md.564 hükmünün uygulama alanı bulduğu davalar bakımından, taşınmazın tenkis kararına en yakın tarihte tespit edilen değeri ile sabit tenkis oranının çarpımı suretiyle bulunan miktar üzerinden, davalının kullandığı hakka göre işlem yapılacaktır.[9]
G. Sonuç
Saklı paylı mirasçıların saklı paylarının ihlal edilmesini önlemek amacıyla uygulama alanı bulan ve miras hukukuna özgü bir dava olan tenkis davasında söz konusu malın sabit tenkis oranına göre değerinde bir azalma olmaksızın bölünememesi durumunda davalıya bir seçim hakkı tanınmıştır. Bu seçim hakkının kullanılması usülünde ve değer hesaplamasının nasıl yapılacağı hakkında eski kanun döneminde açık bir hüküm bulunmadığından çeşitli hak ihlallerine sebebiyet vermiş, fakat söz konusu İBK neticesinde kanunda yapılan değişiklikler ile karar günündeki değerin esas alınacağı hükme bağlanmış ve bu husus nihai olarak çözüme kavuşturulmuştur.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu
[1] 4721 Numaralı, 22/11/2001 Tarihli, 24607 Sayılı Türk Medeni Kanunu, m.564/1
[2] ÖZDOĞAN, N. D. (2017). Sağlararası Kazandırma Konusu Taşınmazların Tenkisi, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 8(2), s.379.
[3] Tokur, Z. Tenkis davası, s.96
[4] 743 numaralı, 17/2/1926 Tarihli, 339 Sayılı Türk Kanunu Medenisi, m.506.
[5] ÖZDOĞAN, N. D. (2017). Sağlararası Kazandırma Konusu Taşınmazların Tenkisi, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 8(2), s.381.
[6] YİBBGK., E. 1994/4 , K. 1994/4 , T. 11.11.1994.
[7] 4721 Numaralı, 22/11/2001 Tarihli, 24607 Sayılı Türk Medeni Kanunu, m.564/2
[8] 4721 Numaralı, 22/11/2001 Tarihli, 24607 Sayılı Türk Medeni Kanunu, m.564/3
[9] ÖZDOĞAN, N. D. (2017). Sağlararası Kazandırma Konusu Taşınmazların Tenkisi, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 8(2), s.382.