CoVID-19 Tedbirleri Kapsamında Uygulanan İdari Para Cezalarının İptali Hakkında Bilgi Bülteni
A. Giriş
Önümüzdeki mart ayında Türkiye içerisinde resmi olarak yarattığı etkiler 1 seneyi dolduracak olan yeni tip koronavirüs (“CoVID-19”), gerek kamu hukuku gerekse özel hukuk alanında yarattığı eşine hiç veya sıkça rastlanmayan düzenlemelerle bir hayli sayıda çok tartışmayı da beraberinde getirmiştir.
Bu süreçte CoVID-19’un yayılımının önüne geçilmesi gayesiyle görülmemiş idari tedbirler alınırken, bu tedbirlere uygun davranmayan veyahut uygun davranmadığından bahsedilen kişi, kurum ve kuruluşlara da mevzuat hükümlerinde açıkça yer verilmeyen yepyeni yaptırımlar uygulanmıştır.
Çeşitli çevreler tarafından bu yaptırımların hukuka uygun olup olmadığına ilişkin endişeler bulunurken; kamu idareleri tarafından alınması yönünde bildiriler yayımlanan önlemlerin ve bunlar arasından özellikle yasaklayıcı nitelikte olan iş ve işlemlerin “toplum sağlığı ve kamu düzenine” ilişkin olduğundan bahsedilmiştir.
Öte yandan bu tebliğlerin tavsiye niteliğinde kalıp kalmadığı, bu bildiriler uyarınca yaptırım uygulanıp uygulanamayacağı, uygulanacaksa nasıl bir prosedür izlenmesi gerektiği ve en nihayetinde bu yaptırımların hukuka uygun olup olmadığı konusunda ciddi bir tartışma alanı ve bilinmezlik doğmuştur. Öyle ki, mevzuat hükümlerinde doğrudan gösterilmeyen, kanunilik unsurunu barındırmayan, öngörülebilirlik şartını taşımayan yaptırımların hukuken geçerli sayılamayacağına ilişkin görüşümüzün, CoVID-19 tedbirleri kapsamında uygulanan idari para cezalarının iptaline de imkân tanıdığını düşünmekteyiz.
Bu itibarla, CoVID-19 tedbirleri kapsamında uygulanan idari para cezalarının hukuki değerlendirmesine dair usul ve esaslar, Gülaç Hukuk Bürosu tarafından takip edilen tahkikatlarda düzenlenen Yüksek Yargı kararları ve az sayıda ilgili mevzuat hükümleri kapsamında incelenecektir.
B. Sokağa çıkma yasağına, maske takma zorunluluğuna, sosyal mesafeye ve sair düzenlemelere aykırı davranışlar nedeniyle uygulanan yaptırımlar
İçişleri Bakanlığınca yayımlanan Genelgeler ve İl Hıfzıssıhha Kurulları tarafından alınan Kararlar doğrultusunda uzun bir müddettir çeşitli şartlar gözetilerek kişi, kurum ve kuruluşlar hakkında sokağa çıkma yasağına, maske takma zorunluluğuna, sosyal mesafeye ve sair davranışlara ithafen Kabahatler Kanunu madde 282’ye muhalefetten yaptırım uygulandığı görülmektedir.
Öte yandan, halin gereği ve zaruret unsuru nedeniyle ekonomik faaliyetlerin tamamen durdurulmaması için işletmelerin iş ve işlemlerini sürdürmesine olanak tanınmış; buna paralel olarak birtakım iş yerleri ile bazı kişiler yönünden çeşitli muafiyetler belirlenmiştir.
Gerçekten de ülkemizin ve kuruluşlarının ekonomik ve sosyal bütünlüğünün korunması adına bazı iş ve işlemlerin devam etme zorunluluğunun bulunduğu konusunda tartışma açığa çıkmamaktadır.
Nitekim, iş faaliyetlerinin sürdürülmesinin ülke ekonomisi ve toplum sağlığı nezdinde önemi gözetilerek çalışmasına izin verilen kişiler, kurumlar ve kuruluşlara Genelgeler kapsamında yer verilmiş; kamu tarafından yalnızca bu işleyişlere ilişkin birtakım özel düzenlemeler dahi sunulmuştur.
Ne var ki uygulamada, birçok kişi, kurum ve kuruluş hakkında orantısız, usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu düşündüğümüz yaptırımlarla karşılaşmaktayız.
Gülaç Hukuk Bürosu olarak, yalnızca CoVID-19 tedbirleri kapsamında uygulanan idari para cezalarının iptali adına onlarca başvuru yapılmış; bu başvurular üzerinden şimdiye dek sonuçlanan bütün tahkikatlarda itirazımız haklı bulunmuş, davamız kabul edilmiş, idari para cezaları iptal edilmiş ve ödenmiş olan meblağların iadesine / ödeme yapılmadığı takdirde de bu cezaların uygulanmasına yer olmadığına yönelik kararlar elde edilmiştir. Öte yandan, herhangi bir başvurumuzun reddedildiği ve idari para cezasının iptal edilmediği hiçbir durumla karşılaşılmamıştır.
C. CoVID-19 tedbirleri kapsamında uygulanan idari para cezalarının iptali hakkında Gülaç Hukuk Bürosu tarafından takip edilen emsal yargı kararları
Gülaç Hukuk Bürosu; özellikle idare tarafından gerçek veya tüzel kişiler hakkında uygulanan yaptırımlarda hukukun üstünlüğünün korunmasını hedeflemekte, mevzuat hükümlerinin doğru değerlendirmeler nazarında gerektiği şekilde uygulanması ve kişilerin hakkaniyete aykırı olacak şekilde mağdur edilmemesi amacıyla onlarca başvuru yapmakta; bu müracaatların yürütülmesiyle birlikte örneği bulunmayan birçok emsal yargı kararının düzenlenmesine öncülük etmektedir.
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin kanunda öngörülmesi gerektiği ifade edilmiştir. Öte yandan, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa’nın 13. maddesi de hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabileceğini temel bir ilke olarak benimsemiştir. Buna göre, mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerde dikkate alınacak öncelikli ölçüt, müdahalenin kanuna dayalı olmasıdır (Ford Motor Company, B. No: 2014/13518, 26.10.2017, § 49).
Gülaç Hukuk Bürosu, kişiler hakkında düzenlenen itiraz ettiği idari para cezası tutanaklarının hukuka ve usule uygun olmadığından veya gerekli şekil şartlarını taşımadığından bahisle iptal edilmeleri için yargısal işlemler yürütmektedir.
Bu minvalde, kişilerin hukuka ve usule uygun olmayan yaptırımlara maruz bırakılmasını idarenin sorumluluğunun da ötesinde her şey önce insan haklarının ihlali olarak değerlendirmekteyiz.
Sonuç itibarıyla, her ne kadar kamu otoritelerince birtakım düzenlemeler getirildiği ve yaptırımlar uygulandığı görülse de Gülaç Hukuk Bürosu olarak bu iş ve işlemler arasında hukuka, usule ve hakkaniyete aykırı olanların geçerlilik taşıyamayacağını vurguluyoruz.
En nihayetinde Gülaç Hukuk Bürosu olarak yukarıda izah edilen gerekçelerle takipçisi olduğumuz yargılamalarda, hukuka yön gösterebilecek nitelikte emsal yargı kararları almayı, temel hak ve özgürlüklerin kuvvetlendirilmesine bir katkı olarak görmekteyiz.
Müvekkiller adına idari para cezası tutanaklarının iptali için Sulh Ceza Hakimlikleri nezdinde yürütülen tahkikatlarda, başvuru dilekçelerimiz, idarenin savunması ve yaptırım kararlarının bir bütün olarak incelenmesiyle; itirazlarımızın haklı olduğuna ve idari yaptırım kararlarının usul ve yasaya uygun olmadığına hükmedilmiştir. Birçok başvurumuza ilişkin değerlendirmelerse devam etmektedir. Hali hazırda, Gülaç Hukuk Bürosu tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenen yaptırımlara ilişkin hiçbir talebimiz ise reddedilmemiştir.
D. Genel Değerlendirme ve Sonuç
Uygulamada hafta içi yahut hafta sonu, sokağa çıkma yasağına, maske takma zorunluluğuna, sosyal mesafeye ve sair davranışlara işaretle birçok kişi, kurum ve kuruluşa idari para cezası tatbik edildiği görülmektedir.
Yukarıda izah edildiği üzere, Gülaç Hukuk Bürosu tarafından ikame ve takip edilen emsal davalar ve mevzuat hükümleri dikkate alındığında, CoVID-19 tedbirleri kapsamında uygulanan idari para cezası yaptırımlarının hukuka uygunluğuna dair incelemenin bir uzman aracılığıyla yapılması ve lazım görüldüğü takdirde yasal sürecin başlatılması gerektiği açıktır. Öyle ki, bu yolun izlenmesi, kişilerin hak ve menfaatlerinin korunması adına önem arz etmektedir.
Saygılarımızla,
Gülaç Hukuk Bürosu